Çevre alanında araştırmacı Emrav, çevre sorunları ve medyada bu alandaki görevine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Emrav, "canlıların geleceğini belirleyecek hâle gelen olguların büyümesi göz önüne alındığında, gazetecilerin ekonomik ve güvenlik ajandaları olan küresel siyasi çıkarlardan bağımsız olarak iklim ve sürdürülebilir kalkınma konularına, çevre sorunlarına önem göstermesi gerektiğini" belirtti.
Fas medyasının çevresel bozulma ile ilgili sorunları gündeme getirdiğini ve getirmeye devam ettiğini dile getiren Emrav, Paris'te, Aralık 2015'te yapılan 21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) onaylanan İklim Anlaşması ve 2016'da Fas'ın Marakeş kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nın (COP22) ardından çevre sorunlarının yanı sıra bu konudaki başarıların da ele alındığını ifade etti.
"Yaklaşık beş yıl önce Çevre Gazetecileri Derneğinin kurulması, su, hava, enerji, biyoçeşitlilik, ormanlar ve iklim değişikliğinden etkilenen tüm alanlarla ilgili çevre konularıyla derinlemesine ilgilenme kültürünü teşvik etmede olumlu bir etkisi oldu." ifadelerini kullanan Emrav, bu durumun, yerel ve uluslararası karar vericilerin çevre konularına ilgisini artırdığını söyledi.
Ülkede çevre konusunda teşvik eden 2. Hasan Çevre Ödülü bulunduğuna işaret eden Emrav, "Akademik düzeyde çevre medyasına ilgi hâlâ sınırlı. Çünkü çevreye önem veren üniversite kurumları ve medya enstitüleri yeterli değil." diye konuştu.
Söz konusu çevre sorunlarında medyanın önemine vurgu yapan Emrav, şöyle devam etti:
"Medyanın çevre sorunlarını ele almasının bu konulara yönelik politikalar üzerindeki etkisi olduğunda şüphe yok. Özellikle halk sağlığını doğrudan veya dolaylı olarak tehdit eden kirlilik meselelerine ilişkin medyanın gündeme getirdiği sorunlara bakanlık ve belediye kurumlarının ilgisi hızla artıyor."
Fas hükümetinin çevre konularını ele alış biçimine de değinen Faslı araştırmacı, çevre için bağımsız bir bakanlığın yer almadığı bir hükümetin açıklanmasından bu yana çevre sorunlarını ele almada gerileme yaşandığına dikkati çekti.
Emrav, içme suyu arzının, temiz enerji kullanımının yaygınlaştırılması, sulama suyunda tasarruf, ormanların yangınlardan korunması ve sahil suyunun kalitesinin iyileştirilmesi gibi çevre ile ilgili alanlarda büyük çevre programlarının bulunmasına rağmen bağımsız bir bakanlığın olmamasının çevreye yönelik siyasi gerilemenin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Fas'ın Marakeş kentinin COP22'ye ev sahipliği yapmasının iklim ve çevre sorunları konusundaki farkındalığın artmasına, doğrudan çevre ile ilgili birçok sektörde yatırımları çekme düzeyinde olumlu bir etki yarattığına dikkati çeken Emrav, ülkesinin şu anda yaklaşık 15 milyar dolar bütçe ayrılan su ile ilgili bir programı hayata geçirme sürecinde olduğuna işaret etti.
Emrav, programın, tarım ve yerleşim alanlarını selden korumak için barajlar inşa etmenin yanı sıra ülkenin çeşitli bölgelerinde ulusal sulama ve içme suyu stokunun kapasitesini genişletmekle ilgilendiğini kaydetti.
Fas'ın güneş panellerinin yanı sıra rüzgâr enerjisi yoluyla temiz enerji üretimine yatırım yapmaya devam ettiğini aktaran Emrav, eski Başkan Donald Trump döneminde ABD'nin Paris İklim Anlaşması'ndan çekilmesinin çevre konusundaki uygulamaları ciddi anlamda yavaşlattığını savundu.