Geçen hafta CHP’de bir “değişim” olmaması halinde, heyecanını, güvenini ve hepsinden önemlisi umudunu yitirmiş seçmenin bu CHP’yi bloklar halinde terk edeceğini ve yerel seçimlerde büyük bir ihtimalle İzmir hariç elindeki bütün büyük kentleri kaybedeceğini yazdım.
İstanbul, Ankara, Antalya, Eskişehir, hatta Aydın, Muğla gibi büyükşehirler de tehlikede idi. Sadece bana göre değil, bu illerin belediye başkanlarına göre de…
Yazı yayınlanınca, İzmir’e büyük yatırım yapan, benim çok önem verdiğim, iş dünyasının da çok saygı duyduğu önemli bir iş insanı aradı.
“Yazını okudum ama katılmıyorum. Yanılıyorsun.” dedi.
Şaşırdım. Şaşkınlığımı anlayınca güldü. “Bu kafa ile CHP İzmir’i de kaybeder.”
“O kadar da değil. Neredeyse yarı yarıya fark var.” dedim.
“Kaybeder” dedi ve anlattı.
“AK Parti iki dönemdir İzmir’de Mahmut Özgener’in peşinde. Mahmut’u tanırsın. Siyasetten uzak duruyor, kabul etmiyor. Bu dönem CHP ile İYİ Parti’nin yolları ayrılırsa, Mahmut Özgener de AK Parti’nin değil ama İYİ Parti’nin adayı olursa, sence seçimi kim kazanır?” diye sordu.
“Bıçak sırtı olur.” dedim.
“Aynen öyle olur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan 2. turda yüzde 33 aldı. Mahmut Özgener İYİ Parti adayı olursa kalan yüzde 67’yi de hiç firesiz ikiye böl yüzde 33,5 eder. 1994 İstanbul seçimlerinin tekrarı gibi olur. Kimin kazanacağını kimse önceden bilemez ama büyük ihtimalle kazanan CHP olmaz.” dedi.
“Peki, Özgener başkan adaylığını kabul eder mi?” diye ben sordum bu kez.
“Bu sefer eder. En azından edebilir.” dedi.
AK Parti’nin 2014 seçimlerinden bu yana Mahmut Özgener’in peşinde olduğunu bilmeyen yoktu zaten.
İzmir’in sevilen iş insanı, eski Altay Kulübü Başkanı, eski Futbol Federasyonu Başkanı, eski TİM Başkan Yardımcısı, eski Tütün İhracatçıları Başkan Yardımcısı, hâlâ İzmir Ticaret Odası Başkanı, TOBBS Yönetim Kurulu Üyesi. İzmir’de herkesin, sayıp sevdiği adam.
İzmir’de de bile risk var ise, CHP’nin bugünkü kafa ile burnunun dikine gitmesi, pek akla uygun görünmüyordu.
NOT: Erdoğan’ın siyasetteki yolunu açan 1994 İstanbul yerel seçimlerinde, Erdoğan kendi partisinin yönetiminin arzusu hilafına kerhen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı yapılmıştı.
Seçimde tüm partiler çok güçlü adaylar gösterdiği için oylar bölünmüştü. Sonuçta Refah Partisi adayı Erdoğan 25,1, ANAP adayı İlhan Kesici 22,1, SHP adayı Zülfü Livaneli 20,3, DYP adayı Bedrettin Dalan 15,4 ve DSP adayı Necdet Özkan 15,3 oy almış. Erdoğan bıçak sırtı bir galibiyetle Türk siyaset sahnesine adım atmıştı.