Altaylı yazısında, "Birkaç gün önce Fransız Bask’ının başkenti sayılabilecek Bayonne’da bir arkadaşımla oturmuş kahve içiyorduk. Hemen yan masamızda ise iki köpekleri ile 65 yaşlarında bir çift. Komşu masa ile köpekleri ile ilgili birkaç hasbıhalden sonra arkadaşımla sohbete geçtik. İki dakika sonra, yan masamızdaki kadın, bizim masaya geldi ve 'Anladım ki, Türksünüz. Lütfen anlatın bana Türkiye’de neler oluyor' dedi. Şaşırdık. Şaşkınlığımızı görünce önce o kendini anlattı." ifadesini kullandı.
Altaylı şunları kaydetti:
“Kusura bakmayın, savunma sanayiinde çalışıyorum. Bu yüzden Türklerle özellikle de TAİ ile çok yakın ilişkim var. Mesleğe başladığımdan beri. Ankara ve Eskişehir’e çok gittim. Çok iyi Türk dostlarım, meslektaşlarım var. Çok akıllı, çok becerikli, çok düzgün, çok çalışkan insanlar hepsi. Türkiye’nin çok iyi bir üniversite eğitimine sahip olduğuna inandım hep çünkü çalıştığımız Türk mühendisler hep 1. sınıf mühendislerdi. Şimdi o insanların mutsuz olduğunu, Türkiye’yi terk etmek istediğini duyuyorum. Eskiden de gelenler olurdu lakin şimdi çok daha yoğun bir gelme arzusu gözlemliyorum. Ekonomik kriz ve gizlenen yüksek enflasyon nedeniyle bu değerli insanların Türkiye’den ayrılmak istediğini öğreniyorum. Çok üzülüyorum.” Sohbet bu cümlelerle başladı.
“Toulouse’dan mı geliyorsunuz?” diye sordum bunun üzerine.
Evet, Toulouse’dan geliyorlardı. Bayonne yakınlarında bir yazlıkları vardı. Karı koca Airbus’ta çalışırken ayrılmış, kendi şirketlerini kurmuşlardı. “Türk savunma sanayi ile çok yakın ilişkimiz oldu” dedi kadın. “Almanlar Savunma Sanayii’nde Türkleri sevmezler. Ama biz Fransa’da Türklerle hep çok iyi anlaştık. TAİ’deki dostlarımızla olsun, diğer şirketlerle olsun çok iyi işler yaptık. Ancak görüyorum ki, Türkiye bu değerli insanları kaybetmeye başladı ve daha da kaybedecek. Bu yüzden sordum size Türkiye’de neler oluyor diye” dedi."