Sosyal medya fenomeni diye ünlenen ya da saçma sapan televizyon programlarında tanınmaya başlayıp olup sonrasında ne olduğunu anlamadığımız işlerle hem zengin, hem de şöhret olan bir takım tiplere yönelik operasyonlar ardı ardına geliyor.
Dilan ve Engin Polat görgüsüzlüğü ile başlayan operasyonlar herkesin beklediği ve istediği üzere yayılıyor, başka kaynaksız para sahipleri de mercek altına ve göz altına alınıyor.
Herkesin ağzında ortak bir laf.
“Kara para aklıyorlarmış.”
Durumun bu olduğu çok net.
Elbette ki kara ya da gri para aklıyorlar.
Bunda bir kuşku yok.
Ancak meselenin asıl yönü gözden kaçıyor ya da kaçırılıyor.
Eğer birileri kara para aklıyorsa, ortada bir kara para var demektir.
Ortada bir kara var ise, bunun da bir sahibi var demektir. Ve bu paranın sahibinin de bu kara parayı elde etmek için yaptığı birtakım yasa dışı işler var demektir.
Türkiye günlerdir kara para aklayanları konuşuyor.
İyi de bu kara parayı “aklatanlar” kimler?
Aklayanlar kimin parasını aklıyorlar, “çamaşırhaneye” kirli çamaşırı getiren kim, çamaşır kimin çamaşırı?
Kirli paranın sahibine gidilmedikçe bir çamaşırhane kapanır, bir yenisi açılır.
Bir çamaşır makinesi bozulunca, gider bir yenisini alırlar.
Dilan Polat, Engin Polat ve benzeri onlarcası tamam da.
Kim bunları kullanıyor?
Asıl mesele orada.