Hamas’ın başlattığı ve Netanyahu yönetimini neredeyse “sevindiren” saldırıdan sonra Gazze’de bir kez daha insanlık dramı yaşanıyor.
Hedef göstermeksizin yapılan bombardımanlarda siviller ölüyor, İsrail’in “Gazze’den çıkın” tehdidine boyun eğip Gazze’den çıkmaya çalışanların oluşturduğu konvoylar, Gazze’den çıkmaya çalışırken vuruluyor, kilise hastaneleri, okullar, camiler vuruluyor.
Bunların hiçbiri sürpriz değil.
Hamas saldırdığı anda bunların olacağı belli idi.
Bu yapılanların tek sonucu var.
Savaşın sonsuza kadar sürmesine neden olacak bir alt yapı yaratmak.
Hastane avlusunda otururken evladını yitiren babanın, terörle uzaktan yakından alakası olmayan anasını, babasını İsrail bombardımanında kaybedip kan banyosunda kalan çocuğun içine ekilen nefret tohumlarının eninde sonunda bir intikam çiçeği açmaması, bunun tek yolu olarak da terörü benimsememesi imkansıza yakın.
Gazze’de bu acılar yaşanırken, biraz vicdanı olan herkes, bu savaşın bir an önce durmasını, geçici bile olsa bir ateşkes sağlanmasını ve Gazze’de bir yandan insani yardımlar yapılmasını isteyenler dün Birleşmiş Milletler’de bir engele takıldılar.
ABD engeli.
BM Güvenlik Konseyi’ne bu amaçla verilen bir karar tasarısı, ABD’nin vetosu ile durduruldu.
Bir ülke, ateşkes girişimini, hem de geçici bir ateşkes girişimini niye engeller anlamak mümkün değil.
Belli ki, ülkeyi hava ile tokalaşan, yönünü şaşıran adama teslim edenlerin bölgede savaşın sürmesinden ve insanların ölmesinden bir rahatsızlık duyması söz konusu değil.
Belli ki, Hamas’ın saldırısı ile ortaya çıkan durumdan çok memnunlar.
Belli ki burada akan kanın miktarı henüz ABD’yi tatmin edecek miktara ulaşmamış.