Gazeteci Fatih Altaylı, bugün köşesinde son dönemdeki değişken seçim anketlerine dikkat çekti. Özellikle Türkiye’nin önde gelen kamuoyu araştırma firmalarından birinin patronunun açıklamalarına yer verdi.
Kamuoyu araştırmacısı, anketlerdeki farklı sonuçların nedenine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Aslında sahada elde edilen sonuçlar neredeyse aynı. Ham verilere göre CHP birinci, AKP ise ikinci parti konumunda. Oranlar ortalama olarak CHP için %23-24, AKP için ise %16-17 civarında. Ancak, asıl sorun kararsızların giderek büyümesi. Şu anda kararsızlar, %35-36 oranıyla birinci parti konumunda. İşte bu durum, kafa karıştırıcı bir mesele yaratıyor. Kararsızları nasıl dağıttığınız, yayınlayacağınız sonucu doğrudan etkiliyor."
Araştırmacı, AKP'den kopan seçmenlerin CHP’ye yönelip yönelmeyeceğine dair de şunları belirtti: "Sahada gördüğümüz kadarıyla gidebilirler. Yavaş yavaş olsa da bu yönelme gerçekleşiyor. AKP'nin merkezdeki seçmenleri, merkez sağda umut verici bir şey bulamadığı için ayrılıyor. Ancak siyasal İslamcı kanat ya da iktidara ekonomik bağı olan seçmenler hala AKP’de kalıyor. Özgür Özel’in liderliğinin bu süreçte önemli bir etkisi var. Açıkçası, Özel genel başkan olduğunda beklentim yoktu, ancak çok başarılı oldu. Bu durumu sahadaki anketçilerimiz gözlemliyor. AKP’li seçmeni kırmadan, dökmeden, geçmişte oy verdikleri için suçluluk hissetmelerine neden olmadan yavaşça koparıyor. Şu anda CHP’de Özel, İmamoğlu ve Yavaş’tan oluşan güçlü bir üçlü yapı var. Özel en tepede, ancak diğer iki isimle de yarış içinde değil. Bu durum toplumsal olarak olumlu bir karşılık buldu ve merkezdeki etki alanını artırdı."
Kamuoyu araştırmacısı, AKP'nin yeniden yükselişe geçtiği iddialarına da yanıt vererek, "Son anketimizin değerlendirmesi henüz tamamlanmadı. Ancak ham verilere göre şunu söyleyebilirim: Yükselişin nedeni ne? Ekonomi mi daha iyi? Emekliye, memura daha çok zam mı yapıldı? Sanayici mi daha iyi durumda? İşsizlik mi azaldı? Bir ayda ne değişti? CHP hâlâ birinci parti ve aradaki fark azalmıyor, artıyor. Bunu AKP yönetimi de biliyor; aksi halde Abdullah Öcalan’ı Meclis’e çağırmazlardı" şeklinde konuştu.