Fatih Altaylı: CHP’de bir değişimden söz ediyor ama kendisini kapsamayan bir değişimden

Her iki partinin liderliğinde de aynı metot, aynı taktik, sanki aslında aynı danışmandan fikir alıyorlarmış gibi.

Ana iktidar ile ana muhalefet git gide birbirinin kopyası oldu diyorum, onlar da bunu kanıtlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Özellikle de ana muhalefet.

Seçimlerden önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan sanki Türkiye’yi 21 yıldır başkası yönetiyormuş gibi, yapıp değişimden söz edince, bu köşede “AK Parti 21 yıllık CHP iktidarını devirmek istiyor” diye yazıp, inceden dalga geçmiştim.

Şimdi de aynı yolu Kemal Kılıçdaroğlu izliyor.

CHP’de bir değişimden söz ediyor ama kendisini kapsamayan bir değişimden.

Her iki partinin liderliğinde de aynı metot, aynı taktik, sanki aslında aynı danışmandan fikir alıyorlarmış gibi.

Yapacak bir şey yok.

Gülüyoruz artık.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine muhalif medya ile ilişkisi de giderek iktidarın muhalif medya ile ilişkisine benzemeye başladı.

Son olarak “kalemini satanlardan” söz etti Kemal Bey.

Kimileri alındı, kimileri tepki gösterdi, kimileri ise sustu.

Açıkçası ben kendi adıma Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu konuda haksız bulmuyorum.

Memlekette medyanın hali bir felaket ve ben bunu uzun zamandır dile getiriyorum.

İktidar medyası zaten malum.

Kamu kaynakları ile “satın aldırılan” medya grupları, iktidar kontrolüne geçen medyaya atanan ve oradan oraya gezdirilen yöneticiler, TRT’ye yönetim kurulu üyesi yapılan tetikçiler, kamu kontrolündeki şirketlerden buralara reklam adı altında aktarılan paralarla yaratılan haksız rekabet, bu kanallarda izlenmeyen programlar ve dizilerin yapımcılarına ödenen milyarlar. Geçtiğimiz 15 yılda bunlara fazlası ile tanık olduk.

Buradaki gazeteci arkadaşlarımıza bir şey söylemek istemem ama buralardaki sözde yöneticiler ve sözde yazarları meslek erbabı saymak bile hatalı.

Peki, muhalefet tarafında durum farklı mı!

Bana göre tek fark kaynak azlığı. Bu nedenle de mali açıdan biraz daha “kıtipiyoz” olmaları. Ama mantık, mantalite çok da farklı değil.

Seçimden önce de söyledik, muhalefet medyasında da bir iktidar hazırlığı var idi. Kim hangi kurumun başına geçecek, kim el değiştirecek medya patronunun neresine oturacak, kim nerede yönetici, kim nerede yazar yapılacak bunları konuşmaya başlamıştı bile birtakım muhalif gazeteciler. Medya düzeni değişmeyecek medyadaki “düzenler” değişecekti. Planlanan, arzulanan buydu.

Hatta iktidar medyasından kimi patron, kimi yazar düzeyinde bazıları da seçim sonuçlarından endişeli oldukları için muhalefete yanlamaya başlamış, “düzenlerinin” de değişmemesi için muhalefet içindeki “elemanları” ile temasa geçmişlerdi bile.

Bu yüzden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün “satılık kalemlerden” söz ediyorsa, bir bildiği vardır.

Ve şu ana kadar CHP’den veya CHP’ye yakın kaynaklardan hangi kanala kaç lira kaynak aktarıldığını, bu kaynakların kimler tarafından nasıl paylaşıldığını, hatta sahibi belirsiz bazı televizyonların sahibi ya da sahiplerinin kimler olduğunu topluma anlatarak işe başlayabilir.

Hatta benim sorduğum “Her yer Erdoğan afişleri ile dolu. CHP’nin reklam kampanyası yok mu, var ise bu paralar nereye harcandı?” sorumun yanıtını öğrenip, bizlerle paylaşabilir.

Bu soruyu yandaki videoda daha detaylı bir biçimde soruyorum.

Sahi, CHP’nin neredeyse yarım milyar lirayı bulan reklamları nereye harcandı!

Bilen var mı!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri

Genel Müdürün 500 bin TL maaşlı kardeşi ve vicdan
: Erdoğan’dan mesleğe yeni başlayan yargıçlara hak, hukuk, adalet tavsiyesi
Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı, gizli tanığı niçin kaçırdı?
Tuğgeneralin makam aracıyla Türkiye'ye insan kaçakçılığı yapılıyormuş
Hz. Ömer adaleti diyerek hukuksuzluğa devam mı?