Haber Türk yazarı Fatih Altaylı Galatasaray yönetiminin 'kişisel çıkarlar' uğruna ibra edilmediğinin altını çizerek Abdürrahim Albayrak hakkında kimsenin bilmediği telefon konuşmasını anlattı
İşte Fatih Altaylı'nın yazısı: Fatih Altaylı Galatasaray
Tam 7 gün önce, Galatasaray Genel Kurulu’ndaki bir grup “Sorumsuz”, ligin bitmesine 8 hafta kala ve işler yolunda giderken, tamamen kişisel nedenlerle Galatasaray Spor Kulübü yönetimini, tartışmalı bir genel kurul yönetim biçimi ve daha da tartışmalı bir sayım biçimi ile Galatasaray yönetimini ibra etmeyerek, kulübü ciddi bir sorunla karşı karşıya bıraktılar.
O günden bugüne Galatasaray Spor kulübü 2. Başkanı sevgili dostum Abdurrahim Albayrak ile sık sık konuşarak, Galatasaray’ın bu sıkıntılı durumdan en az zararla nasıl çıkabileceği konusundaki fikirlerimizi paylaşıyoruz.
Genel Kurul’un ertesi günü yaptığımız konuşmada Abdurrahim Albayrak, “Bu hafta 75 milyon TL ödeme var. İbra edilmemiş bir yönetim olarak bunu nasıl yapacağız, bankalarla nasıl oturup konuşacağız, bizi devirenler bunu acaba hesapladılar mı?” diyordu.
Neyse ki, sonuçta Dursun Özbek ve arkadaşlarının ibra etmeme yoluyla devirdiği yönetim kurulu, bu hafta içinde bu ödemeleri yaptı ve Galatasaray’ın UEFA karşısında zor duruma düşmesini engelledi, Avrupa Kupaları’na katılımı garantiledi.
Bu zaten biliyorsunuzdur.
Ama size bilmediğiniz bir şey anlatacağım.
Geçen pazar gününden beri Abdurrahim Albayrak’ı iki kere arayarak, “Yapılan iş çok büyük yanlıştı. Yönetimi ibra etmemek Galatasaray’a ihanettir. Eğer bir dava açacaksanız beni şahit yazın. Gelir, yapılanın büyük hata olduğu konusunda mahkemeye tanıklık yaparım” diyen bir Galatasaraylı var.
Genel Kurul’un ertesi günü ve dün.
İki kez arayarak aynı şeyleri söyleyen bir Galatasaraylı.
Peki bu Galatasaraylı kim biliyor musunuz?
Sıkı durun, söylüyorum.
İnan Kıraç.
Evet, lisecilerin kendilerine bayrak yaptığı İnan Kıraç, “İbra etmemek büyük hata idi. Bunu nasıl yaptılar” diyor.
İster inanın ister inanmayın.
Tabii Abdurrahim Albayrak kibar adam.
İnan Kıraç’a, “İnan bey, madem böyle düşünüyordunuz, bunu genel kurul öncesi niye söylemediniz? Tam aksine seçimden önce verdiğiniz bir röportajda yönetime karşı olduğunuzu, Eşref Hamamcıoğlu’nu başkan adayı yapmak istediğinizi söylediniz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dememiş.
Oysa Kıraç beni arasaydı, alacağı en kibar yanıt bu olurdu!