Benim için dünün en eğlenceli ve bir o kadar da hazin olayı, Melih Gökçek’in yaşayan en önemli tarihçimiz, sadece Türkiye’de değil dünyada da oldukça saygın bir yere sahip, Türkçe, Arapça, Farsça, Rusça, İngilizce, Almanca, Latince, eski Yunanca bilen, edebiyat ve müzik alanlarındaki yetkinliği bilinen Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya “cahil” demesi idi.
Bir yanda Türkiye’nin yaşayan ve rakipsiz “en büyük alimi” diğer tarafta yer altında milyarlarca dolarlık jelibon yatakları olduğuna ve Lozan’ın 100. yılında geçersiz kalması ve gizli maddelerinin yürürlüğünün dolması ile bu jelibon madenlerini çıkaracağımıza inanan bir siyasetçi.
İkincisi, birinciye “cahil” diyor.
Gerçekten güldüm.
Gerçekten içim kan ağladı.
Çünkü aslında bu durum tam da Türkiye’nin son 15 yıldaki durumunun vücut bulmuş hali.
Cehaletin bilgiyi, cahilin bilgeyi galebe çaldığına inanacak kadar küstahlaşıp, bunu hiç sıkılmadan haykırması.
Bu, bugünün Türkiye’sidir. Bugünkü halimizin nedenidir.
Sevindirici olan ise sevgili dostum İlber Ortaylı’nın bu zırvalığa yanıt verme gereği bile duymamış olmasıdır.
Buna mukabil, Celal Şengör “eski” belediye başkanının bu sözlerine hayli öfkelendi ve bana yolladığı mektupta şöyle yazmış:
“Sevgili Fatih, Melih Gökçek Bey epey haddini aşmış gene. Sevgili dostum İlber’e cahil demek, İslam Peygamberi Muhammed’e dinsiz demeye benziyor. Bu zatın hiç mi iz’anı yok da şu anda ülkemizin bana sorarsan en mühim entellektüeli ve en iyi tarihçisi olan İlber’e dil uzatmaya kalkıyor. Biraz Avrupa’da (Rusya dahil), İran’da, Azerbeycan’da, Orta Asya’da İlber hakkında yazılan ve söylenenlere kulak kabartsın. Zaten İlber derken hedef Atatürk’tür! Kıvırtan ve yalan söyleyen, cahil birisini arıyorsa aynaya bakması yeterlidir.
Sevgilerle. Celal”
Ben de Celal’e ormandaki bir tartışmada, Ormanlar Kralı Aslan’ın taraflardan birine verdiği cezayı ve nedenini anlatan hikayeyi cevap olarak yazdım.
Merak ederseniz, bir ara size de anlatırım.