Fatih Altaylı: Hakim, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamamak için Adliye’den kaçtı

Emir kulu adaleti.

Artık işin iyice cıvığı çıktı.

Adaletten geçtim, artık hukuk mukuk tamamen bitmiş.

İşçi Partisi milletvekili Can Atalay’ı biliyorsunuz.

Milletvekili seçilince yargılamanın durdurulması, dosyasının diğer sanıklardan ayrılması, tutukluluk halinin sona erdirilmesi, cezaevinden çıkarak TBMM’ye gelerek yemin etmesi ve görevine başlaması gerekiyordu.

Yılların hukuk deneyimi ve geçmiş içtihatlar bunun böyle olması gerektiğini söylüyordu.

Bu rezil dönemde bile geçmişte hep böyle olmuştu.

Bir siyasi partinin ya da iktidarın uzantısı gibi davranan bir mahkeme heyeti böyle yapmadı.

Yargılamayı sürdürdü.

Milletvekili Can Atalay da hakkını aramak için en üst yargı organına, Anayasa Mahkemesi’ne gitti.

İlginç bir şekilde Anayasa Mahkemesi Can Atalay’ın haklılığını teslim etti.

Yargılamanın yeniden yapılmasını, Can Atalay açısından durdurulmasını ve Atalay’ın serbest bırakılması gerektiğini ilgili mahkemeye, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne bildirdi.

Sonuç ne oldu!

İlgili mahkemenin başkanı olacak hakim, Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamamak için Adliye’den kaçtı.

Şaka yapmıyorum.

Bir hakim başında olduğu mahkemeyi terk edip giderek, mahkemenin Can Atalay lehine alması gereken kararı engelledi.

Bunun en muhtemel nedeni, “Böyle bir karar geldi. Ben şimdi ne yapayım” diye yukarıdan haber beklemesi, bir hakim olarak “emir beklemesi” gibi görünüyor.

Türkiye’de de bunun adına “adalet” deniyor.