Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’a “resmî bir ziyaret” yapıyor.
Ben de bu ziyarette kiminle görüşecek diye çok ama çok merak ediyorum.
“Fatih kafayı mı yedin, tabii ki Başbakan’la görüşecek” demeyin çok kızarım.
Erdoğan “olmayan biri” ile mi görüşecek?
Sakın yanlış anlamayın, bunu ben söylemiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi.
Hatırlayın.
2022 yılının Mayıs ayı idi.
Avrupa Siyasi Toplulukları Toplantısı’nda Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasında Ege’deki ABD üsleri nedeniyle bir gerginlik yaşanmıştı.
Erdoğan dönüşte “Bu yıl stratejik konsey toplantısı yapacaktık ama artık benim için Miçotakis diye biri yok. Kendisiyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Biz sözünde duracak, şahsiyetli, onurlu siyasetçiler ile yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendi düşünsün. Biz bize yeteriz” diye oldukça sert bir konuşma yapmıştı.
Ve şimdi Erdoğan, Atina yolcusu.
“Sözünde duracak, şahsiyetli ve onurlu siyasetçilerle” yola gideceğini söyleyen ve “kendisi için artık Miçotakis diye birinin olmadığını” açıkça belirten Erdoğan’ın ağzından çıkan bu sözlerden sonra Miçotakis ile görüşeceğini hiç ama hiç zannetmiyorum.
Şimdi birileri çıkıp “Ne var canım, dış politikada böyle şeyler olur. Sürekli düşmanlık diye bir şey yoktur. Bazen böyle geri adımlar atılır” falan deyip de tepemi attırmasın.
Elbette Miçotakis’e tepki gösterilebilir.
Ama bu kadarına gerek var mı!
Gereksiz yere bu kadar ileri giderseniz, sonra utanç verici bir biçimde geri adım atmak zorunda kalırsınız!
Yarın Türkiye Cumhurbaşkanı Atina’ya indiğinde Yunan gazeteleri “Bunları dedi ama şimdi Atina’ya geldi” diye yazarsa hoşunuza gider mi!
Üstelik o gün o sözleri alkışlayanlar, şimdi de bu gezideki muhabbeti alkışlayacaklar.
Tıpkı katil Bin Selman’la, darbeci El Nahyan’la kucaklaşmayı alkışladıkları gibi.