Altaylı, OHAL altında gidilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, giderek bir OHAL sistemi haline dönüşmektedir” dedi.
İktidarın daha önce açıkladığı “Yargı Reformu Paketi”ni hatırlatan Fatih Altaylı, “Ve şimdi iktidar partisi yine, yeni bir “torba yasa” ile iyimserlerin de şüphecilerin de haksız ve hatta kötümserlerin bile Türkiye’ye göre iyimser sayıldığını gösterecek bazı yasalar ve uzatmalar getiriyor” dedi.
“Bir yandan AB’nin gözünü boyamak için açıklanan Yargı Reformu Paketi ile hukuk standartları yükseltilmeye çalışılıyor, diğer taraftan 5 yıl önce uygulamaya konulmuş OHAL hükümleri üç yıl daha uzatılarak kalıcı hale getiriliyor. Olağanüstü hal, normal hale getiriliyor. İdareye istediği memuru sebep göstermeksizin ihraç etmenin yolu açılıyor, her suç toplu hale getirilerek 12 gün gözaltı süresi sağlanıyor, mahkeme kararı olmaksızın şirketlerin üzerine çökülebiliyor” diyen Altaylı devamında şunları kaydetti:
Bakın sevgili okurlar, Türkiye Cumhuriyeti 100 yıla yakın geçmişinde çok badireler atlattı. Daha yola çıkarken, 1925’te genç Cumhuriyet'e karşı İngiliz destekli bir kalkışma gerçekleştirildi, öyle dandik bir kalkışma olmayan Şeyh Sait İsyanı çıkarıldı. Bu isyan üzerine devlet bir tür OHAL uygulaması olan “Takriri Sükun Kanunu”nu yani bildik Türkçe ile “Huzurun Sağlanması Yasası” çıkardı. Ama o kanun 4 yıl sonra 1929’te ilga edildi yani yürürlükten kaldırıldı. Buna karşın 15 Temmuz’un üzerinden 5 yıl geçti, bu nedenle ilan edilen OHAL hala fiili olarak devam ediyor ve iktidar bu yetkileri 3 yıl daha uzatarak 8 yıl boyunca kullanmak istiyor. Bu çok açık biçimde iyi niyetli olmayan bir yaklaşımdır.
Buradaki amaç 15 Temmuz sonrası gerekli olan temizliğin yapılması değildir. İktidar 2023 seçimlerine “OHAL” altında gitmek istemekte, seçim sürecinde OHAL yetkilerini kullanmayı amaçlamaktadır. OHAL altında gidilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, giderek bir OHAL sistemi haline dönüşmektedir'' diye yazdı.