İYİ Parti’de, Meral Akşener ile yaptığım röportaj sonrası başlayan sarsıntı artık parti binasını yıkacak şiddete ulaştı.
Partiden bana gelen bilgiler, Akşener’in ilk bana açıkladığı “Seçime her yerde tek başımıza gireceğiz. Hiçbir yerde işbirliği olmayacak. 81 ilde 81 aday çıkaracağız” cümlesi sonrası parti içinde isyan çıkmış.
Akşener’in bu cümleleri, parti içinde bir istişare, bir GİK kararı olmadan söylemesi parti yönetiminde ve örgütünde isyanı başlatan adım olmuş.
Bu arada bazı parti yöneticilerinin, “Efendim, il örgütlerinden gelen bilgi sizi destekliyor.” diye genel başkanı doldurması oysa gerçeğin tam tersi olması içerdeki isyanı körüklemiş.
Partideki istifaların arkasındaki gerekçe, Akşener’in “81 ilde kendi adayımız olacak” demesi.
Partiden istifası istenen Ümit Dikbayır’a partiden yöneltilen suçlamalar ise Dikbayır’ın Meral Akşener’in hesaplarını incelettiği, partinin 148 milyon TL’sinin kayıp olduğu, milletvekili adaylarından para toplanıp bu paraların iç edildiğini iddia etmesi idi.
Dikbayır ise tüm bu suçlamaları reddediyor ve “Ben böyle bir şey yapmadım” diyordu ama milletvekillerinden “parti için para istendiği” iddiasının araştırılmasını da istiyordu.
Ümit Bey, kendisine yöneltilen bu suçlamaların araştırılması için parti yönetimine de bir dilekçe ile başvurdu.
Ancak bu dilekçesinin ciddiye alınmadığını görünce, bu kez de savcılığa kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
Ancak parti yönetimi bu kez de Dikbayır hakkındaki eski iddialarından vazgeçip, başka ve çirkin iddialar ortaya attı.
Bu durum üzerine Dikbayır partiden istifadan vazgeçip, mücadele kararı aldı.
Kendisine bunu sorduğumda “Ben gideyim ve her şeyin üzeri örtülsün istiyorlar. Gitmeyeceğim” dedi.
Ümit Dikbayır partiden gider gitmez bilmem.
Ama İYİ Parti’nin giderek herkesin altında kalacağı bir enkaz haline geldiğini görmek için siyaset uzmanı olmaya gerek yok.