Biliyorsunuz, burası miş gibiler ülkesidir.
Her şey olması gerektiği gibi değil, miş gibidir.
Muhalefet muhalefetmiş gibi yapar.
İş insanı iş insanıymış gibi davranır.
Gazeteci gazeteciymiş gibidir.
Hiçbir görev ya da meslek o mesleğin ya da görevin evrensel tanımına uygun olarak icra edilmez.
Bunu bazen dikkatli bakınca görür, fark ederiz.
Bazen de biz dikkat etmesek bile kişiler bu miş gibi durumlarını gözümüze sokarlar.
Bunun son örneği, Diyanet İşleri Başkanlığı’na oturtulmuş zat.
Görevi gereği, Kuranı Kerim’i okuması ve tabii ki anlaması gereken bu zatın Curriculum Vitae’sinde yani Hal Tercümesi’nde bildiği yabancı diller arasında Fransızcanın yanı sıra Arapça da yer alıyordu.
Açıkçası hiç birimizin aklına da Diyanet İşleri Başkanı’nın Arapça bilmiyor olma olasılığı gelmemişti.
"O koltuğa oturtulduğuna göre onu da bilmeyecek kadar cahil olamaz" diye düşünüyorduk.
Yanılmışız!
Bilmiyormuş.
Bizim gibi düşünen bir gazeteci kendisine Arapça bir sual sordu.
Diyanet İşleri Başkanlık koltuğunun fuzuli işgalcisi, "mal mal" diye tabir edilen bir bakışın ardından yanındakine dönerek sorunun Türkçeye tercüme edilmesini istedi. Sonra da berbat bir Türkçe ile berbat bir yanıt verdi.
Diyanet İşleri Başkanı Arapça bilmiyordu.
Bu başlı başına bir ayıptı ama daha da ayıp olan, ülkenin en üst Din Kurumu’nun başına oturtulan adam utanmadan sıkılmadan yalan söylemiş, bilmediği bir şeyi biliyormuş gibi CV’sine yazdırmıştı.
Ülkedeki pek çok şey gibi Diyanet İşleri Başkanı zaten Diyanet İşleri Başkanıymış gibiydi de, Arapça biliyormuş gibi yapıyordu.
Utanmanın kalmadığı bir ülke için, son derece normal bir durumdu.
Tarak ile baş uyumlu idi.
Merak ettiğim husus ise bu zatın İlahiyat Fakültesi diploması olup olmadığıydı.
ERBAŞ İÇİN NOTLAR: Ne olur ne olmaz Ali Erbaş için bazı açıklamalar ekleyeyim de yazıyı okursa anlasın. Hal Tercümesi özgeçmiş demektir. Fuzuli gereksiz anlamında kullanılır. Tercüme ise çeviri demektir. Curriculum Vitae’nin ne olduğunu yazmıyorum. Latincedir dinler arası diyalog konusuna hakim olduğunuz için Latinceye de az da olsa vakıf olduğunuzu varsayıyorum. Çünkü bu konuda FETÖ’nun toplantılarına katıldınız, kitaplar yazdınız. Latince kulak dolgunluğunuz vardır.