Fatih Altaylı: Netflix'in Fatih Terim belgeselini izledim. Kimse kızmasın ama bu belgesel falan değil

''Netflix bu "şeyi" belgesel diye kimseye yutturmaya kalkmasın, kimse de bu "şeyi" belgesel diye izlemesin.''

Buna belgesel değil, övgü denir

Netflix'in büyük bir tanıtım kampanyası ile yayına soktuğu Fatih Terim belgeselini dün gece Galatasaray maçının ardından, hepsi Terim'i yakından tanıyan, dostu olan birkaç arkadaşımla beraber izledim.

Kimse kızmasın ama bu belgesel falan değil.

Netflix bu "şeyi" belgesel diye kimseye yutturmaya kalkmasın, kimse de bu "şeyi" belgesel diye izlemesin.

Buna belgesel denmez.

Böyle filmler falan vardır ama bunlar belgesel değildir.

Buna "documentary" değil "tribute" denir. Gerçekler değil, gerçeklerin hoşa gidecek tarafları anlatılır.

Yapılan şey tam bir "Fatih Terim övgüsüdür".

Belgeselde olumlu, olumsuz, tartışmalı her şey gerçekçi bir biçimde, doğru ve gerekli tanıklarla anlatılır.

Bu sözde belgeselde ise böyle bir şey yok.

Gerçek tanıklar yok.

Olayların kahramanlarının bazıları tarihten silinmiş, yok sayılmış.

İşin içindeki insanların tanıklıkları yok.

Kritik anlarda yaşananlar yok.

Bunları anlatacak kimse yok.

Terim'in Galatasaray'dan nasıl ayrıldığı yok.

Üstünkörü bir anlatım, bolca yalakalık ve bolca övgü.

Terim kutsaması.

Terim'in başarıları elbette tartışmanın ötesinde ama başarısızlıkları, arkasındaki nedenler hiçbir şekilde anlatılmıyor.

Çok önemli futbolcuların transferlerine karşı çıkışları, yanlış transferleri, İtalya'daki günleri ile ilgili futbolcu ve yönetici tanıklıkları, hiçbiri yok.


Galatasaray'ı bırakıp İtalya'ya gittiği ev toplantısında neler olduğu bile yok.

Şişirme bir belgesel.

Dahası berbat bir senaryo..

Felaket bir hikaye anlatımı.

Rezalet bir kurgu.

Netflix böyle berbat bir işi nasıl kabul etmiş anlamak mümkün değil.

Aynı platformda yayınlanan ve Michael Jordan'ı anlatan Last Dance belgeseline bakın, bir de buna.

Ya da Luis Figo'nun Barcelona'dan Real Madrid'e transferini anlatan Figo Vakası belgeseline bakın bir de buna.

Bu tam bir "Bonne pour L'Orient" hikayesidir.

Buna belgesel demek belgeye de, sele de hakarettir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.