Çok ama çok ilginç.
Bizim sıradan bir “adalet arayışımızı” nasıl da bir anda “siyasal bir kamplaşmaya” dönüştürdüler.
Anlaşılmaz bir kafa.
Karabük’te meydana gelen bir kazanın, sonradan ortaya çıkan görüntüleri ile ilgili yazım, beni bir kez daha “siyasal İslamcı” medyanın ve bunların uzantılarının hedefi yaptı. Siyasal kamplaşma, bir kazayı bile siyasi malzeme haline getirdi.
Oysa yaptığımız basit bir soruyu sormaktı: Vali görev başında iken bu görüntüler niye ortalığa çıkmadı?
Çünkü görüntülerde valinin oğlunun kullandığı otomobilin, yavaşlayarak ve hatta durarak girmesi gereken kontrollü geçiş uyarısı yapılan kavşağa büyük bir süratle girdiği görülüyordu. İki öğretmen ölmüştü. Oğullarına da valinin otomobilinin kaskosunu yapan firmadan haciz gelmişti.
Aman Allahım, demediklerini bırakmadılar.
Vali Gürel ise “O görüntüleri saklamadım” açıklaması yaptı.
Peki Sayın Gürel, yerel basın kazanın olduğu günlerde bu görüntülerin peşine düştüğünde bu görüntüler niye kamuoyu ile paylaşılmadı? Yerel gazeteci Kazım Yılmaz 1 Temmuz günü en sonunda sosyal medya üzerinden “Bu görüntüleri paylaşın lütfen” diye yalvardığında niye bir yanıt verilmedi?
Her kazada, Türkiye’nin her yerinde medyaya servis edilen bu görüntüler bu kez niye saklandı?
Onu da bir anlatsanız Sayın Gürel. Anlatsanız da öğrensek.