Soft politika
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’de CFR’da bir konuşma yapmış.
CFR dediğin, Council on Foreign Relations. 100 yıllık bir think tank.
ABD’nin en etkin düşünce kuruluşlarından biri.
Muhtemelen birincisi.
“Amerikan müesses nizamı” diye bir şey var ise onun ete kemiğe bürünmüş hali.
Türkiye’de iktidar yandaşlarının sürekli iddia ettiği “dış güçler” diye şeytani bir oluşum var ise eğer onun merkez ofisi.
Bizim iktidarın mensupları her ABD seferinde burada bir konuşma yapmaya bayılır, burada bir boy göstermek ister.
Bu kez de Mevlüt Bey gitmiş CFR’a ve ABD ile işbirliğimizin en kadar derin ve köklü olduğundan, bu işbirliğini güçlendirmemiz halinde ne kadar önemli işler başarabileceğimizden bahsetmiş.
Demek ki, dış politikada yeni yönümüz bu.
Mevlüt Çavuşoğlu, bir Dışişleri Bakanı’ndan çok “His master’s voice” olarak yer etmiştir benim gözümde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan üst perdeden konuşuyorsa Mevlüt Bey daha üst perdeden bağırır, Cumhurbaşkanı Erdoğan tonu yumuşatıyorsa Mevlüt Bey sözlerini pamuklara sarar.
Belli ki, “soft” dönemine girmişiz.
Oysa ortada hiç de “soft” bir durum yok.
Neredeyse 1 yıldır yeni nesil F16’lar konusunda bir arpa boyu yok gidilmediği gibi, Demokrat senatörler bu F16 satışını “Yunanistan hava sahasını ihlal etmeme” koşuluna bağlıyorlar.
Biden’le görüşme uğruna vetomuzu kaldırma taahhüdünde bulunduğumuz İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda bu iki ülke teröristleri iade etmek bir yana, aldıkları yargı kararları ile iadeyi imkansız hale getirdikleri halde bizim ağzımızdan artık veto sözü çıkmaz oldu.
ABD S400’ler bahanesi ile bize vermediği F35’leri S300’leri devreye alan Yunanistan’a veriyor.
Ege’de Yunan askeri gemileri ile ABD donanması ortak devriye geziyor.
Yunan Hava Kuvvetleri’nin havadaki kol arkadaşı ABD Hava Kuvvetleri.
Türkiye’ye 10 kilometre mesafede ABD’nin Akdeniz’deki en büyük deniz üslerinden biri kuruluyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi ABD’nin enternasyonal “mikser”i Nancy Pelosi isimli Temsilciler Meclisi Başkanı, Uzakdoğu’yu karıştırdıktan sonra, tam da Azerbaycan-Ermenistan geriliminin yeniden tırmandığı bir anda Ermenistan’a gelip buraları karıştırıyor.
Ve bunun karşılığında biz “soft politika” başlatacak zamanı buluyoruz.
Çavuşoğlu’nun CFR’daki bu konuşmasının ardından umarım Pelosi önce Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne ardından da Atina’ya bir ziyaret yapıp, sonra da Alexandrapolis’teki üste askerleri ile buluşmaz.