Fatih Altaylı: Yerli jet motorunun acıklı hikayesi

Fabrika kurulumundan vazgeçildi. Kale Savunma’nın satın aldığı 1 milyon 100 bin metrekarelik zeytinlik, zeytinlik olarak kaldı.

Bazen siyasetçilerin ya da ülkeyi idare etmeye çalışanların açıklamalarını dinledikçe tebessüm ediyorum.

Bazen de yüksek sesle gülüyorum.

Siyasetçilere değil, onlara soru soran gazetecilere gülüyorum.

Önceki gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan, tayyareye bindirdiği gazetecilerle sohbet ederken, ya da “Sorulmayan sorularını” yanıtlarken savunma sanayiinden, damadı şehriyarinin geliştirmekte olduğu Kızılelma projesinden ve Milli Muharip Uçak Kaan’dan söz etmiş ve bunların motorlarının da Türkiye’de üretilmesi için yürütülen çalışmalardan söz etmiş.

Oradaki bulunan ve gazeteci oldukları zannı ile tayyareye bindirilen zatı muhteremlerden biri de “Sayın Cumhurbaşkanımız, zatı devletlinizin ilk Cumhurbaşkanlığı döneminde İngilizlerle bir anlaşma imzalanmıştı ve İngiltere ile Türkiye, Türkiye’de kurulacak bir fabrikada savaş uçaklarında kullanılacak turbofan jet motoru üreteceklerdi. Hatta ilk motorun her şey gibi 2023 yılında göklerde olacağı, seri üretimin ise 2030’a yetişeceği söylenmişti. O fabrika ne oldu” diye sormadı.

Muhtemelen böyle bir şeyden haberleri yoktu.

Haberleri olsa bile bu soruyu sormaya dahi cesaret edemezlerdi.

Ama gelin ben size Türkiye’nin jet uçağı motoru üretme ya da üretmeme macerasını anlatayım.

Her şey bundan yaklaşık 9 yıl önce İngiliz Savunma Sanayii Şirketi Rolss Royce’un CEO’su Warren East’ın Türkiye ziyareti ile başladı.

East önce dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeler yaptı.

İngiliz devi ve Dünya’nın en büyük 2. Jet motoru üreticisi, Türkiye’de yerli bir ortakla jet motoru fabrikası kurmak istiyordu ve o amanki adı T-FX olan yerli muharip uçakta kullanılacak EJ 200 jet motorları ve sonrasında ise savaş gemisi motorları dahil çok daha geniş yelpazede üretim yapmayı teklif ediyordu.

Bu teklifin ardından 2017 yılının Mayıs ayında Rolls Royce ile Türk firması Kale Savunma anlaşmayı imzaladılar.

Rolls Royce ve Kale ortaklığı ile bir şirketin kuruluşu duyuruldu.

Kale Grubu Başkan yardımcısı Osman Okyay ile Rolls Royce Savunma ve Havacılık Grubu Başkanı Chris Cholerton’ın imza törenindeki pozları gazetelere servis edildi.

1 yıl içinde Kale Savunma fabrikayı kurmak için Bandırma’da 1 milyon 100 bin metrekare arazi satın almıştı bile. O günlerde bu arazilerin zeytinlik olduğu ve fabrika kurmak için zeytinliklerin feda edilmesinin yanlış olacağı haberleri yapılıyor, Kale Grubu ise bu arazilerde tek tük zeytin ağacı olduğunu söylüyordu.

Fabrika inşaatı üç -dört yıl içinde tamamlanacak, deneme uçuşları için ilk motor 2022 yılında TAİ’ye teslim edilecekti. Yerli Kale-Rolls Royce Motor her şey gibi 2023 yılında göklerde olacak, 2030 yılında ise Milli Muharip Uçağın üretim tarihine paralel olarak seri üretime geçilecekti.

Haberler şahaneydi.

Ancak ne olduysa oldu, alay-ı vala ile duyurulan Rolls Royce Uçak Motoru fabrikası, sessiz sedasız gündemden düştü.

Fabrika kurulumundan vazgeçildi. Kale Savunma’nın satın aldığı 1 milyon 100 bin metrekarelik zeytinlik, zeytinlik olarak kaldı.

Türkiye “İngilizlerin isteklerini kabul edilemez bulduk” açıklaması yaparken, benim İngiltere tarafında yaptığım küçük bir soruşturma ise tam aksi bir iddia içeriyordu.

Türkiye, bu fabrikaya 3. Bir ülkeyi de ortak etmek istemiş ve üretilecek motorların başka ülkelere ihracatında tek yetkili olmayı talep etmişti. Bu 3. Ülke muhtemelen her yere ortak edilen Katar’dı ve İngilizler bunu kabul etmemişti.

Rolls Royce ile varılan anlaşmadan dönülmesi üzerine jet motoru yapımı işi de BMC-Katar ortaklığına verildi.

BMW Power’a geçen yıl yaptığım ziyarette, şirketin tank ve diğer zırhlı araç ve askeri kamyonlarda kullanılacak dizel motorlarını başarı ile geliştirdiğini gördüm ama jet motoru ile ilgili bir bilgim, çalışmaların hangi aşamada olduğu üzerine bir fikrim yok.

Ama geçen yıldan beri Rolls Royce ile yeniden anlaşmaya çalıştıklarını biliyorum.

İktidarımız “İlle de Katar olsun” demez ise belki Rolls Royce, Kale ile ortaklığa yeniden gelir.

8 yıllık gecikme ise önemli değil.

Nasıl olsa bölgemizde hiçbir gerilim yok.

Tayyare gazetecileri de bu soruyu muhtemelen bu yüzden sormamışlardır.

Yoksa tüm bunları bildiklerinden adım gibi eminim!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.