Bir TV haber programında, AK Parti’nin de adayını ilan etmesi sonrası, İstanbul belediye başkanlığı yarışı üzerine konuşurken, Murat Kurum’un talihli bir insan olduğunu söyledim.
Yarışta da şansını artırabilir onun talihli biri oluşu…
Programı izleyen bir dostum, “Siyasette aklın yeri var, şansın yeri yok” diye itiraz etti.
Siyaseti bilen pek çok yorumcunun da o dostumun görüşünde olduğunu sanıyorum.
Ben ise, bir insan şanslıysa politikada o şansıyla daha kolay başkalarının önüne geçebilir diye düşünüyorum.
Merakımdan, bu yazıya oturmadan önce arama motorunda bir araştırma yaptım, acaba konuya ilişkin bir kitap, bilimsel araştırma veya makale var mıdır, bulup okumak amacıyla…
Araştırmam bir sonuç vermedi. Herhalde konuyu araştırmaya değmeyecek kadar anlamsız bulmuş olmalılar…
Oysa…
Fazla uzaklara gitmeye gerek yok; bizim siyasi tarihimizin en göze batan birkaç figürü bile talihli bir insanın başına şans kuşu konabileceğine örnek teşkil edebilir.
Turgut Özal sözgelimi…
Bilen biliyor, uzun seneler devlete yüksek memur olarak hizmet ettikten, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı (DPT) yaptıktan sonra ABD’ye gidip Dünya Bankası’nın bir yan kuruluşunda çalışmıştı Turgut Özal.
Dönüşünde siyasete ilgi duyduğunu belli etmiş, 1977 senesinde yapılan ilk genel seçimde Necmettin Erbakan’ın başkanı olduğu Milli Selamet Partisi’nden İzmir’de milletvekili adayı olmuştu.
Şansı yaver gitti, az bir oy farkıyla seçimi kaybetti.
Biliyorum “Seçimi kaybetti” diye biten bir cümlenin “Şansı yaver gitti” diye başlaması anlamsız bulunmuştur.
Oysa, o seçimde MSP’den milletvekili seçilseydi, Turgut Özal da, 1980 yılı 12 Eylül’ünde gerçekleşen askeri darbe sonrasında, Erbakan ve partisinin milletvekilleri gibi, yalnız siyasetten yasaklı hale gelmeyecek, muhtemelen birkaç yılı hapiste geçirecekti.
Korkut Özal MSP milletvekili olarak hapis yattı, siyasetten mahrumiyet yaşadı.
Turgut Özal ise, 12 Eylül öncesinde Süleyman Demirel’in başbakanlığı sırasında DPT ve Başbakanlık müsteşarlıklarını üstlenmiş, darbe sonrasında da askerler kendisini Bülent Ulusu başbakanlığında kurulan hükümette onun yardımcısı olarak atamış, siyasi sisteme izin verildiğinde, kurduğu Anavatan Partisi ile seçimi kazanınca önce başbakan sonra da cumhurbaşkanı olmuştu…
Buna ‘şans’ demiyeceğiz de ne diyeceğiz?
Şansı yaver giden siyasilerden biri de, şu an Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Tayyip Erdoğan…
O da 1991 senesinde yapılan genel seçimde İstanbul’dan milletvekili adayı olmuş, ilk görünüşte seçilip mazbatasını da almıştı.
Fakat onun da şansı yaver gitti ve o seçimde tercih sistemi olduğu için, listede onun bir altında bulunan aday Tayyip Erdoğan’dan fazla tercih oyu alarak Meclis’e girme hakkını kazandı. Tayyip Erdoğan kaybetti
Milletvekili olamayan Tayyip Erdoğan sonraki ilk yerel seçimde oyların yalnızca dörtte birini alabildiği halde İstanbul’a belediye başkanı olmayı başardı.
Sonrası biliniyor.
Önce başbakan, sonra da cumhurbaşkanı oldu Tayyip Erdoğan…
Bence çok talihli bir politikacı AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan…
Tıpkı Turgut Özal gibi…
Ya Murat Kurum?
CV’sine bakınca ne kadar talihli biri olduğu görülebiliyor.
Üniversitede önce beğenmediği bir bölümü kazanmış, oradan esas istediği inşaat mühendisliğine yan geçiş yapmış… Toplu Konut İdaresi’nde (TOKİ) memurken, kısa süre sonra başkanlığına gelmiş. Oradan da ilk kurulan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ne bakan olarak yan geçiş yapmış. Dört senelik bakanlığı peşinden TBMM’ye milletvekili olarak geçmiş…
Şansa bakın…
Karar vericiler AK Parti adayı olarak İstanbul’a onu tercih ederken şansını da göz önünde bulundurdularsa şaşırmam.
Ekrem İmamoğlu, yalnız iktidarın muazzam medya gücüne karşı ve “İstanbul” dendiğinde ilk akla gelen isim olan Tayyip Erdoğan’la yarışmayacak, karşısında her bakımdan talihli biri olduğunu da bilmeli.
Murat Kurum’un bu seçimde en büyük şansı, talihli biri oluşu…
Ne dersiniz politikada şansa yer var mı, yok mu?