Geçmişin politikacılarından çekildikleri emeklilik yuvalarından günümüzde siyaset alanında yaşananları izleyenler ne kadar iç geçiriyordur, tahminde hiç zorlanmıyorum.
Eskiden siyaset gerçekten zordu, bugün ise yeni politikacılar sebebiyle hayli kolaylaştı.
İktidardakiler ateşten gömlek giydiklerini söyler, bir yönüyle gelişmeler de onların söylediklerini doğrulardı.
Süleyman Demirel beş kere gitmiş ve altıncı kez yeniden geri gelmişse, bunun sebebi, muhalefetin onu tam beş kez yerinden etmesidir. Cumhurbaşkanlığı süresi sona erdiğinde bir dönem daha yerinde kalmak istemişti Demirel, bunun alt yapısı da hazırlanmıştı; muhalefet ne yaptı etti, onun bu hevesini kursağında bıraktı.
[Muhalefet politikacıları akıllıydı da iktidardakiler öyle değil miydi. Süleyman Bey beş kere gitti fakat altı kere başbakan olmayı da başardı, sonunda cumhurbaşkanı da olabildi.]
Dönün geriye ve siyasi yaşamı bir de bu gözle izleyin; koalisyon hükümetlerinin biri gitti, diğeri geldi ve 1970’lerden 2002’ye kadar ülkede muhalif politikacılar iktidarlara gün yüzü göstermedi.
Şimdi her şey iktidar için çok kolay.
Yerel seçime şunun şurasında dört aydan daha az süre kaldı, iktidar hiçbir yerde adaylarını açıklamadı. Bekliyor. Beklediği de oluyor. Seçimde sandık başına gittiğimizde, kim hangi partiye oy verirse versin, büyük illerde iktidar adaylarının kazanma şansı var…
Adaylar belli değil fakat kazanma şansları bayağı yüksek…
Neden böyle?
İYİ Parti her yerde seçime kendi adaylarıyla girecek.
HEDEP de öyle.
Diğer muhalefet partileri onlardan geri kalacak değil ya; DEVA şimdiden aynı türden açıklama yaptı.
Muhalefet partilerinin her birinin ayrı adayla gireceği yerel seçimde sandıktan nasıl bir sonuç çıkar?
Ben de elbet biliyorum, CHP ve büyük illerde geçen yerel seçimden bu yana belediye başkanlığı makamını işgal eden CHPliler kazanacakları iddiasındalar.
Olabilir mi?
Eğer olabilecek olsaydı, CHP bu kadar zaman İYİ Parti’nin kapısında ortaklık için yüz suyu döker miydi?
İYİ Parti yanlarında yer almazsa adaylarının kazanma şansının düşük olduğunun ilanını, illa ortaklık ardında koşmasıyla, CHP’nin kendisi ilan etmiş oluyor.
Tıpkı cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi…
Millet İttifakı’nın adayının ‘seçilebilecek aday’ olmadığı bizzat Millet İttifakı içinden dışarıya duyurulmuştu.
İYİ Parti liderinin masadan kalkması ve peşinden kalktığı masayı suçlaması yetmiyormuş gibi, masadan kalkış sebebi olarak da ittifak adayının ‘seçilmesi imkansız aday’ olduğu aynı gün ilan edilmişti.
Sandık İYİ Parti genel başkanını doğruladı; Muhalefetin adayı seçilemedi…
Günlerdir, CHP, ısrarla, İYİ Parti liderini ‘işbirliği’ için ikna etmeye çalışıyor.
CHP’nin yeni genel başkanı altı ay önce yaşananlardan ders almamış, bu besbelli.
Oysa İYİ Parti’nin başkanı aylardan beri ittifaka veya işbirliğine yanaşmayacaklarını söyleyip duruyor.
Ne oldu, sonunda partisinden de aynı yolda karar çıkardı İYİ Parti genel başkanı.
Partisi çatısından yeni kiremitler dökülmesini göze alarak hem de…
CHP ise hala ısrarında devam ediyor.
Akıl alır gibi değil.
Ülke insanlarının ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu günlerde gidilen genel seçimden, iktidar cephesi, gene de muhalefetin ilerisinde çıkmayı başarmıştı.
İktidar muhalefet yardımıyla 22 senedir iktidar.
Muhalefetin bu durumuna bakarak önümüzdeki yerel seçimde de sandıktan farklı bir sonuç çıkmayacağını öngörmek zor olmasa gerek.
Sürpriz olmaz mı? Olabilir elbet, fakat günümüz politikacılarını göz önünde bulundurarak şunu söylemem gerekiyor: Sürpriz olursa şaşıracağım.
Eski dönemin politikacıları gerçekten bugünkülerden çok farklıydı.