Dünkü negatif propaganda ile ilgili yazımı okuyan bir dost, "Politikacılar tüm olumsuz şartlara rağmen neden bu alanda koşuşturmaktan vazgeçmiyorlar, onu da yazsana" dedi.
Sorunun yanıtını aynı akşam izlediğim bir filmde buldum.
Filmin konusunu teşkil eden uzun mesafe yüzücüsü, 110 millik maraton yüzmesinin peşinden, kendisini karşılayanlara, "Sizlere üç şey söyleyeceğim" dedi.
Yorgun argın, ağzından zorla laf çıkan kadın yüzücünün ne diyeceğine dikkat kesilen karşılayıcılar, ondan şu üç ilkeyi duydular:
"1. Asla fakat asla vazgeçmeyin.
"2. Kafaya koyduğunuz hedefe erişmek için, yaşınız ne olursa olsun, onu gerçekleştirmekten geri durmayın.
"3. Yaptığınız spor tek bir kişiyi ilgilendirir görünse bile, unutmayın ki, o da bir ekip işidir."
Bu sözlerin, dört kez başarsızlıkla sonuçlanmış, bir okyanusu bir baştan diğerine geçmek için, denizden hiç çıkmaksızın 53 saat sürmüş bir yüzme maratonunun hemen sonrasında, sarf edildiklerini bir düşünün derim.
Politikacıların iddialı olanları, uğraş alanlarına uzun mesafe koşusu olarak bakıyorlar; yola çıkarken akıllarında merkezinde kendilerinin bulunduğu bir projeleri oluyor ve onu hayata geçirmek için her türlü zahmete katlanmaktan çekinmiyorlar. Daha da önemlisi, önlerine çıkan engellere aldırmıyor, o engelleri öngörüp her birini bertaraf etmenin çarelerini buluyorlar. Davalarından vazgeçmiyorlar. Tabii, hedeflerine erişmek için yanlarında bir kadro bulunmasını da dikkatsizlik etmiyorlar.
İşte öyle bir şey politika…
Dün gece izlediğim filim bu senenin Oscar ödüllerine birkaç dalda aday. Aday oldukları dallarda kazanırsa, hiç kuşkunuz olmasın, bunu hak ettiği için başarmış olacak.
Gerçekten her yönüyle beğenilecek bir iş çıkartmış filmin tüm unsurları…
Konu, bir gerçek kişinin, kafasına koyduğu bir hedefe ulaşmak için gösterdiği insan-üstü çabayla ilgili. Diana Nyad esas mesleği gazetecilik olan bir kadın, fakat küçük yaştan itibaren yüzme sporuyla ilgilenmiş. Birkaç kez uzun mesafe yüzüşü de yapıyor fakat kafasında Küba’nın ABD’ye bakan kıyılarından Florida eyaletinin sahillerine kadar yüzmek fikri var.
O fikri gerçekleştirme derdi, kendisini ileri yaşlarında da rahat bırakmıyor.
60’lı yaşlarında bunu başarmak için harekete geçiyor Bn. Nyad.
İki kıyı arasındaki mesafe 110 mil.
Hiç denizden çıkmadan sürekli yüzerek o mesafenin 60 saatte kat edilebileceği hesap ediliyor.
Düşünün: 61 yaşında bir kadın devamlı 60 saat yüzecek…
Kimle konuşsa deli muamelesi görmesi kaçınılmaz.
Tek bir dostu yalnız ona inanıyor.
Yüzücüye inanan kadın dostu, rekor kırma amaçlı sportif faaliyette kendilerine yardımcı olacak ekibi oluşturuyor.
Deniz bu, içinde her türlü mahlukat yanında en önemlisi köpek balıkları da var.
Önce sinemalarda gösterime girmiş ‘Nyad’ adlı film Netflix’te de bulunduğundan, izlemek isteyeceklerin iştahını yok etmemek için anlatımı burada keseceğim.
Ancak filmden çıkarılacak dersler her insanın kulağına küpe olacak türden…
Yaşın ileri olması büyük hedefler için engel değil.
[Baksanıza, başkanlık seçiminde yeniden karşı karşıya gelmesi beklenen Amerikalı iki politikacıdan Joe Biden 82, Donald Trup 77 yaşındalar ve kazanırsa Biden görevini 86, Trump ise 81 yaşında tamamlamış olacak. İkisi de "Yaşım ileri" demiyor. İkisinin de arkalarında kadroları var; herbirinin ekibinden insanlar patronlarının kazanmasını heyecanla beklemekteler. Biden da, Trump da hedefe kilitlenmiş durumdalar.]
Rakipler birbirlerinin aleyhinde neler söylerse söylesin, diğeri buna aldırmıyor, muhtemelen ondan hız bile alıyor politikada.
Oscar günü geldiğinde, gene izlediğim ve beğendiğim ‘Oppenheimer’ ile ‘Killers of the Flower Moon’ (Dolunay katilleri) filmleri mi yoksa Nyad mı daha çok ödül kazanacak merakım giderilmiş olacak.