Sandık başına gitmeye gün sayılan bir ortamda, politikacılar, sürekli bir kesimin adını dillerinden düşürmüyorlar.
Evet bildiniz, emeklilerin…
Muhalefet adına konuşanların dillerinin ‘emekli’ sözcüğüne alışık olması doğal; sayılarının 16 milyon olduğu, dokuz milyonunun 10 bin TL veya daha az bir maaşla günlerini gerçirmek zorunda kaldığı emekliler kitlesi, istedikleri takdirde, bu seçimin kaderini belirleyebilir. Muhalefet sözcüleri, bu sebeple, emeklilerin hatırını sorup duruyorlar.
Peki ya iktidar sözcüleri?
Onlar şu yakınlara kadar ‘susarak konuyu unutturma’ yöntemini benimsediler; bence akılcı bir siyasi taktikti bu. ‘Emekli’ sözcüğünün hangi amaçla olursa olsun telaffuz edilmesi, o kitlenin içinde yer alanlara sorunu bir kez daha hatırlatacağı için, muhalefetin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz.
Bence, hükümetin dün durduk yere duyurduğu ‘‘Emeklilere bayram ikramiyesi 2-5 Nisan tarihleri arasından ödenecek’’ erken haberi bir siyasi gaf. ‘Bayram ikramiyesi’ bir müjdeyse, bugünün şartlarında üçbin TL’lik bir ödemenin ‘ikramiye’ olarak algılanması neredeyse imkansız.
Mütevazı bir lokantada yenilecek bir aile yemeğinin faturası ya da temel gıda maddelerinden oluşacak bir market alış-verişinin karşılığı o rakam…
Gafı daha büyük bir gaf izledi.
İktidarın Ankara büyükşehir belediye başkan adayı Turgut Altınok, kendisinden beklenen, başkanlığına talip olduğu il için neler yapabileceğini ikna edici biçimde halkla paylaşmak olduğu halde, birdenbire ‘emekliler’ konusuna giriş yaptı.
Daha önce de, seçilirse hükümetin Ankara’nın yüzünü güldürecek müdahalelerde bulunacağını duyurmuştu Altınok. Herhalde AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, yerel yönetim de iktidara ait olmazsa hizmet gelmeyeceği yolundaki açıklamasına destek olarak…
O da bir gaftı. Nedeni basit: Ankaralılar, onun açıklamasından, kampanyası boyunca sürekli ‘‘Hiç bir şey yapmadı’’ diye eleştirdiği şimdiki başkan Mansur Yavaş’ın, beş yılı eli kolu bağlı geçirdiği sonucunu çıkartmışlardır sanıyorum.
İktidarın önünü kestiği bir belediye başkanı, en fazla, olsa olsa, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun ilk beş yılındaki kadar çalışabilir.
Rakip adayların mazeretlerini kendi eliyle rakiplerine sunmuş oldu iktidarın belediye başkan adayı…
En son ‘emeklilere son müjde’ yine Turgut Altınok’tan geldi.
Okuyalım:
‘‘Emeklilerimize her türlü desteği veriyoruz. Biliyorsunuz TBMM kapalı ve emeklilerle ilgili karar Meclis’te alınıyor. Cumhurbaşkanımız ile konuştum, emeklilerle ilgili bütçe imkanlarına göre iyileştirme yapılacak. / İki gündür Sayın Cumhurbaşkanımız ile beraberdik. Yine çözerse Cumhurbaşkanı Erdoğan çözer. Durumu konuştuk, olayların farkında. Hiçbir emeklimizi Ankara’da mağdur etmeyeceğiz.’’
Politikacıların, özellikle de halkın karşısına oyunu talep etmek üzere aday olarak çıkanların, vaatlerini yerine getirme konusunda kararlılığını belli etmesi gerekir. Halk, karşısına gelen adayın, doğruluktan şaştığını bir kez fark etti mi, onun başka vaatlerini de inanılmaz bulmaya başlayabilir.
Yukarıda alıntıladığım açıklama, içerisinde, öyle bir sakıncayı barındırıyor. Çünkü, aynı konuda, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kesin ifadelerle yaptığı bir açıklamaya tamamen ters düşüyor Altınok’un bu ‘müjdesi’…
Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatırlayalım:
‘‘En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı, ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz. Şimdi birileri çıkıyor, ‘Emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim’ diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız, bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. (..) Yani, 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak, tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor.’’
Görüldüğü gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık seçik ifadelerle, şu aşamada emeklilere herhangi bir zam yapılmasının mümkün olmadığını duyuruyor. Gerekçesi de, Turgut Altınok’un inanmamızı istediği gibi, TBMM’nin tatilde olması değil; bütçe gerçeklerinin buna imkan vermemesi.
‘‘Cumhurbaşkanımızla konuştum, iyileştirme yapılacak’’ denildiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması havada kalmış oluyor.
Sanıyorum, esas havada kalan, Turgut Altınok’un sözleri…
Maaşların geçinilebilecek kadar artmasının yolunu da Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı açıklamada bildirmişti:
Herkes şimdiye kadarkinden daha fazla çalışacak…
Daha çok gelir elde edilecek…
Ortaya çıkan kazançtan bir miktarı, zamanı geldiğinde, emekliye zam olarak intikal ettirilecek…
Yani?
Emekliler uzun bir müddet daha şimdiki maaşlarıyla idare etmek zorundalar…
Bayağı uzun bir müddet hem de…