Böyle münasebetsizlikler, güncel haberlerde karşıma birden fazla aynı türden gariplikler çıktığında zihnime üşüşür. Bugünün münasebetsiz sorusu da, ülkenin dört bir tarafındaki başkan adaylarının yerel seçim öncesinde açıkladıkları vaatlerle karşılaştığımda aklıma geldi.
Münasebetsiz ilk soru şu:
"Acaba Donald Trump dört senelik başkanlık süresince kaç defa yalan söylemiş olabilir?"
Ülkesinde dört yıl süresince -2016 ile 2020 yılları arasında- başkanlık yapmış olan Trump’ın yalancılığı meşhur. Hatta Washington Post gazetesi, bir mensubunu, onun halk önündeki konuşmaları sırasında sarf ettiği yalan olduğu kesin sözlerini takiple görevlendirmişti. O gazetecinin bulguları, her hafta, gazetede çetele halinde yayınlanmaktaydı.
Biraz önce Google’a yukarıdaki soruyu yönelttim ve cevabımı aldım. Birazdan o cevabı sizlerle de paylaşacağım, fakat şu aşamada tüm okurlardan rakamla ilgili tahminde bulunmalarını umuyorum.
Tahminde bulunduğunuz rakamın gerçek rakamın çok çok altında kalacağından emin olabilirsiniz. Çünkü rakam beni şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez hale getirdi.
Gerçek yalan rakamı şu Trump’ın: 30 bin 573…
Düşünün. ABD gibi, yalnız içerisiyle ilgilenmekle yetinmeyip dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerin de iç işlerine karışmaya kalkıştığı bilinen bir başkana sahip ülkenin yöneticisi, halkının karşısında yaptığı konuşmalarda, dört yıl süresince 30 binden fazla yalan söyleyebilmiş…
Unutmayın ki, bu adam, geçen seçimde başkanlığı kaybetti fakat bu yıl Kasım ayında yapılacak seçimde yeniden başkanlığı kazanmayı bekliyor.
Kazanabilir de…
Anketlere bakılırsa, kadınlara sarkıntılıktan vergi kaçırmaya ve halkı ayaklanmaya teşvik etmeye kadar çok çeşitli mevzularda hakkında açılmış davalar sonucu yargı tarafınca önü kesilmezse, Trump, önümüzdeki seçimin muhtemel galibi olacağa benziyor.
Yalancılığı tescilli olmasına rağmen…
Bir başka anlatımla, Amerikan halkı, kendilerine dört yıl süresince yalan söyleyip durduğu ve en sonunda "Seçime hile karıştırıldı" yalanıyla taraftarlarını isyana kışkırttığı halde, ona gene de oy vermeye hazır.
Hiç değilse halkın yarıdan fazlası hazır.
Amerikan halkı ve demokrasi ile ilgili kabulleri değiştirmeye zorlayan bir acayip durum bu.
Konunun aklıma gelmesi, yukarıda yazdığım üzere, bizdeki seçime az kala büyük illere başkan olması için partilerin aday gösterdiği isimlerin, birbiri ardına vaatlerini açıklamaları…
O vaatlerin hepsi ağız sulandıracak kadar cazip, ama çoğunun, o vaatleri yapan seçilmeyi başarırsa, başkanlıkta geçireceği beş yılda, yerine getirilmeyeceği biliniyor.
Seçildiklerinin ertesi günü, başkanlar, verdikleri vaatleri unuttukları gibi bizlere de unutturmaya çalışacaklar.
Örnek mi istiyorsunuz?
Lütfen sizler de biraz zahmete katlanın ve siyasilerin bir önceki yerel seçimde verdikleri sözleri araştırın.
Araştırmak bugünün ortamında hiç zor değil.
Hadi sizi o zahmetten kurtarayım. İsterseniz, geçen senenin Mayıs ayında yapılan genel seçimin öncesinde verdikleri sözler yardımıyla halktan yeniden yönetim yetkisi almış olan siyasilerin vaatlerini hatırlayın. Onları tek tek hatırlatmaya gerek yoktur sanıyorum; on ay önce yaşandığı için hafızalarda taze hepsi.
Peki yerine geldi mi o vaatler?
Onlar yerine gelmedi ve gelemeyecek fakat Kaan adı verilmiş muharip uçak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmek üzere ya; daha fazlası gereksiz.
Vaatler fazla önem taşımıyor. Seçilecek başkanlar yolsuzluk yapmayacak tıynette insanlar olsunlar yeter. Beytülmale el uzatmayacak, yetimin hakkını yemeyecek, kendilerine emanet edilmiş bütçeyi insanların yararına kullanacak biri, nasıl olsa o imkanları en verimli şekilde sarf etmeyi de bilecektir.
Kendi hesabıma ben, özellikle yerel seçimlerde, kulağımı vaatlere vermek yerine, benden oy talep eden siyasilerin çevrelerinde dürüst bilinip bilinmediklerine bakarak oy kullanıyorum.
Bazen yanlışa düştüğüm sonradan ortaya çıkmıyor mu; çıkıyor fakat, işte o benim değil, sonuçta onların ayıbı.
Trump’a oy vermeye hazırlanan Amerikalıları da bu sebeple anlamakta zorlanıyorum işte. Vatandaşından vergi toplamada öncülük etmesi gerekirken, vergi kaçırdığı iddiasıyla yargılanan biri adam…
Üstelik dört yılda 30 bin küsur da yalan söylemiş…