Her parti iktidardaki varlığını sürdürmek ister; siyasetin doğası budur.
Bu arada bazı partiler, gün gelir, her zaman iktidarda kalacakları veya iktidardan hiç gitmeyecekleri hissine kapılır; işte bu siyasetin doğasına aykırıdır.
Siyasetin doğası gereği, iktidarlar bir gün gelip yerlerini muhalif rakiplerine bırakırlar.
Demokrasilerde Türkiye’nin son 20 yılında AK Parti ile yaşanan uzunlukta iktidarlara pek nadir rastlanır. Başında hep aynı liderin bulunduğu iktidarların ömrü 10-11 yılla sınırlıdır; bazı ülkelerde partiler iktidarda biraz daha kalabilmek için lider değiştirme yoluna da gitmişlerdir.
[İstisnalar kaideyi bozmaz; Almanya’da Angela Merkel’in başbakanlığı 16 yıl sürdü (2005-2021).]
İktidarla muhalefet arasında yaşanan bu değişkenlik sebebiyle demokrasilerde genellikle iktidarlar kurallarla oynamaktan uzak dururlar.
Yazıya bu girişle başlamamın sebebi günümüzde AK Parti’nin siyasetin kurallarıyla oynaması…
En son örnek, Meclis’te halen görüşülmekte olan ve sosyal medya ile internet üzerinden yapılan yayınlara iktidarın müdahale etmesine imkan verecek yasal düzenleme…
AK Parti sözcüleri ile AK Parti’nin itibar ettiği yorumcular yeni düzenlemenin Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde getirilen kısıtlamalardan farkı olmadığı iddiasında olsalar da, gerçekler bu iddiayı desteklemiyor. Yasa teklifinde yer alan birkaç madde muhalif yayınları hedef alıyor.
Kısa süre önce de, iktidar cephesi -AK Parti ile MHP- seçim yasasında değişiklik yaparak kural değişikliğinde bulundular.
Seçimlerde istedikleri sonucu almak için bu yola başvurdukları kanaati o günlerde yazıldı çizildi.
Her iki yasal düzenleme iktidarın bundan sonra da yerinde kalacağı varsayımına dayanıyor. Düzenlemeleri hazırlayanların yeni yasal çerçeveyle muhalefete zarar vermeyi hedefledikleri belli.
Ya siyasetin doğası ülkemizde de etkisini gösterir ve bu iki yasayla hedeflenenin aksine mevcut iktidarı oluşturan partiler sandıkta yenilgiye uğrarlarsa?
Onların yenilgiye uğraması, günümüzde muhalefet cephesini oluşturan partilerin iktidarının önünün açılması anlamına geliyor.
Mevcut iktidarın meydana gelmesini engellemek istediği sonucun gerçekleşmesi demek bu.
İktidarla muhalefetin yer değiştirmesi…
Bugün kendi işine yarayacağı beklentisiyle siyasetin doğasına aykırı davranan iktidar, yerini muhalefete terk etmek zorunda kaldığında, yeni gelenler eskilerin kendilerinin önünü kesmek için yasalaştırdıkları yanlış kuralları gidenlerin işini zorlaştırmak için pekala kullanabilirler.
Yalnız bu iki yasal düzenlemeyi de değil, iktidarın ülkeyi hep kendisinin yöneteceği sanısıyla ve bunu sağlamak için çıkardığı başka yasaları ve başlattığı uygulamaları da gidenlerin aleyhine kullanabilir yeni gelenler…
İşlerin nereye kadar varabileceğine dair örnekler vermek isterdim lakin kimsenin uykusunu kaçırmak niyetinde değilim.
Sevmedikleri medya mensuplarına hak ettikleri halde basit bahanelerle basın kartı vermemek veya var olan basın kartlarını keyiflerince iptal etmek gibi bir uygulamaya yasal güvence sağlayacak düzenlemeyi iktidar adına savunan medya mensupları var.
Bir an için iktidarın değiştiğini, şu sıralarda Meclis’ten geçirilmesine çalışılan ve iktidar cephesinin sayısal üstünlüğü sayesinde kolayca bunu başaracağı yasal düzenlemeyi yeni gelenlerin kullanmaya kalkıştığını düşünelim…
Ne yani, bunu bir tek ben mi düşünüyorum?
Şimdilerde iktidarın hiç çekinmeden uygulayıp uygulattığı nice yanlış varsa, iktidar el değiştirdiği takdirde, o yanlışlıkların hepsi iktidar ve destekçileri aleyhine kullanılabilir hale gelecek.
Kullanılamaz mı?
Bence kullanılmamalı, iktidar değişirse yeni gelenler eskinin yanlışlarını tekrarlamamalı. Ancak, muhalefetin bazı sözcüleri ile onları destekleyen bazı medya organlarında yazan ve konuşanlara bakılırsa, öyle bir durumda benim beklediğim türden gelişmenin tam tersi yaşanacak.
Farklı davranmak isteyecek siyasileri, onlar gibi düşünmeyenler, kendi taraflarına çekmeye çalışacak ve muhtemelen bunu başarabilecekler de…
Demokratik ülkelerde iktidar ve muhalefet arasındaki geçişlilik sayesinde, kurallara uyma geleneği, işte böyle bir gelişmeyi engellemek için var.
Bizde de, çok partili sisteme geçildikten sonra, gelip geçen bunca iktidar sırasında sivil yöneticiler, genel hatlarıyla demokratik kuralları fazla esnetmediler.
Kuralsızlıklar veya köklü sayılabilecek kural değiştirmeleri daha çok askeri yönetimler sırasında görüldü.
Meclis’te görüşülmekte olan sosyal medyayı zapt-u rapt altına almayı amaçlayan yasal düzenleme iktidar cephesinin işine yarayabilir; zaten bunun için çıkartılmak isteniyor. Peki ya hiç beklemedikleri gelişme yaşanır ve yapılacak ilk seçimde kendilerini muhalefette bulurlarsa ne olacak?
Yeni iktidarın şimdi değiştirilen kuralları uygulamasını nasıl önleyecekler?
En başta söylediğim gibi, iktidarlar hep iktidarda kalmak ister ve uzunca kaldıklarında kimsenin kendilerini yerlerinden edemeyeceği hissine kapılabilirler; işte iktidar kadroları için en tehlikeli dönem o hisse kapıldıklarından sonraki zaman dilimidir.
O durumda uyarıların da işe yaramadığı görülür.
Herhalde yine öyle olacak.