John Bolton görüşleriyle olduğu kadar görünüşüyle de farklı bir Amerikalı.
Uluslararası alandaki çılgınlık sınırında dolaşan görüşlerine ondan çok farklı düşünmediği bilinen Donald Trump da dayanamamış ve kendisini atadığı ulusal güvenlik danışmanlığı görevinden bir yıldan az bir zaman sonra uzaklaştırmıştı.
Görüşünüşü de farklıdır. George W. Bush’un başkanlığı döneminde ülkesini büyükelçi olarak orada temsil ederken, Birleşmiş Milletler (BM) koridorlarında aniden karşıma çıktığı için kendisini dünya gözüyle görmüşlüğüm de var.
Posbıyık bir Amerikalı Bolton.
CNN kanalında Jake Tapper’ın programına birkaç gün önce -salı günü- çıktığında, ülkesinin başka ülkelerde hükümetleri askeri darbelerle değiştirmeye meraklı olduğunu, ancak o bu açıklıkla söyleyebilirdi.
ABD Kongresi Trump’ın başkanlıktan gitmemek için iç savaş yoluyla darbe peşinde koştuğu iddiasını soruşturuyor. Bu amaçla dinlenen tanıklar bildiklerini ve gördüklerini anlatıyorlar. Bolton kendisini görevden alan eski başkanı kollamak için çıkmış CNN’e ve Tapper’a ‘‘Darbeleri benden daha iyi kim bilebilir, birkaçının planlamasına bizzat katıldım; darbeler bayağı zor bir iştir’’ diye böbürlenmiş…
Eskiler böyle durumlarda ‘‘Şecaat arzederken merd-i kıpti sirkatin söyler’’ deyişini hatırlatırlardı.
Onun böbürlenmesi, tahmin edilebileceği üzere, darbelere maruz kalmış veya kendisini öyle bir tehdit altında gören Çin’den Bolivya ve Venezuela’ya kadar uzanan ülkelerle dolu geniş bir coğrafyada yankı buldu.
Tam da bizdeki 15 Temmuz (2016) hain darbe girişiminin yıldönümü öncesinde.
[Meraklandım ve baktım: Bizdeki darbe günü Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Bolton değilmiş; onun görev dönemi 9 Nisan 2018 ile 10 Eylül 2019 arası.]
Acaba o görevde 15 Temmuz 2016 günü Michael Flynn bulunuyor olabilir mi?
Michael Flynn ismi herhalde Türkiye’nin siyasi tarihini ve özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimini yakın takibe almışlar için yabancı olmasa gerek.
Bir ara -2015 yılının sonunda- Türkiye adına lobi faaliyeti yürütmesi için tutulmuş emekli bir asker Flynn. General üniformasıyla 2012-2014 yılları arasında Barack Obama’ya savunma istihbarat birimi başkanı olarak hizmet vermişti. Sonrasında, lobicilik yapmak üzere şirket kurmuşken Trump kendisini ulusal güvenlik danışmanı olarak atamıştı.
Onun da oradaki kısa görev süresi -22 Ocak 2017-13 Şubat 2017- 15 Temmuz 2016’ya denk düşmüyor.
15 Temmuz 2016 gecesi Flynn, general üniformasıyla katıldığı ‘ACT! For America’ adlı grubun Cleveland’ta düzenlediği bir konferansta konuşmacıydı. Kürsüde heyecanla şu sözleri söylediğinin videosu halen Youtube’da duruyor:
“Muhtemelen çoğunuzun haberi yok ama, şu anda Türkiye’de bir darbe oluyor. Tam da şu anda darbe oluyor. Ben de Türk ordusuna mensup, bizimle birlikte eğitim almış bir arkadaşımla irtibat halindeydim.’’
Kendisine ulaşan darbeci Türk subayının şunları söylediğini de aynı konuşmasında aktarıyor Flynn:
‘‘Söylediklerinden biri de ‘NATO kapsamındaki sorumluluklarımızı tanıyoruz, Birleşmiş Milletler kapsamındaki sorumluluklarımızı biliyoruz, laik bir ülke olarak görülmek istediğimizi tüm dünyanın bilmesini istiyoruz’ oldu. Bunu söyleyen ordu. Evet, bu alkışlamaya değer bir şey.”
O konuşmanın videosunu izlediğimden beri hep iki şey aklımı kurcalayıp durmuştur:
Acaba Flynn’e ulaşıp ‘‘Darbe yapıyoruz’’ diyen kendisiyle birlikte eğitim almış o Türk subayı kimdi ve şimdi nerededir? Donald Trump kendisini acaba o konuşmasını işittiği için mi hemen ardından ulusal güvenlik danışmanı olarak atamıştı?
İki sorunun da bende cevabı halen yok.
Türkiye’de birilerinin aylar öncesinden darbe hazırlığından haberi oldukları biliniyor. Bilenlerin duyurdukları kişiler uyarı görevini de yaptılar. Türkiye gazetesinde yazan Fuat Uğur sözgelimi; darbeden birkaç ay önce -ilki 2 Nisan 2016, ikincisi 26 Nisan 2016 tarihlerinde- iki yazı ile sonradan FETÖ adını alacak yapının böyle bir girişim için hazırlandığını yazmış bulunuyor.
Dışarıda da Türkiye’yi gözleyenlerden dillerini tutamayanlar oldu.
Biri Michael Rubin bunların.
Vaktiyle ABD savunma bakanlığı Pentagon’da çalışmış, Neo-Con diye anılan ileri derecede muhafazakar tiplerin yuvalandığı American Enterprise Institute adlı kurumda çalışan ve her iki yazısından biri Türkiye ile ilgili olan velüt bir kalem Rubin…
Uğursuz darbe girişiminden dört ay önce -24 Mart 2016 tarihinde- Newsweek dergisinde çıkan yazısının başlığı şuydu: “Türkiye’de Erdoğan’a karşı bir darbe olacak mı?”
Nasıl buldunuz?
Aynı yazısında çok açıkça sorduğu garip bir başka sorusunu ve ona verdiği cevabı da aktarayım:
“Türk ordusu Erdoğan’ı devirir ve etrafındakileri parmaklıklar arkasına gönderirse, bunu başlarına bir şey gelmeden başarabilirler mi?”
Cevabı şu: “Evet.’’
Aradan dolu dolu altı yıl geçtikten sonra ‘‘Halen birçok yönleriyle o işin aydınlandığını düşünmüyorum’’ denilebiliyor.
O söz deneyimli politikacı Cemil Çiçek’e ait. 11 Temmuz günü Milliyet’te çıkan Abdullah Karakuş’un yazısından öğrendiğimize göre, Çiçek, ‘‘İşin içerisinde gırtlağına kadar müttefikimiz olan devlet var. Ciddi bir Amerikan planlamasıdır bu; onu görmek lazım. (..) Hala bir çok yönleriyle aydınlanmış değil’’ demiş 15 Temmuz için…
Çiçek’in görüşü pazartesi günü gazetede yayımlandı.
John Bolton CNN’den Jake Tapper’a salı günü ‘‘Darbe işini en iyi ben bilirim, birkaçının planlamasında bizzat bulundum’’ dedi.
Ve bugün 15 Temmuz cuma.
Altı yıl önce bugün 251 kişi hain darbe girişiminde can verdi.
Yazımı bir soruyla bitireyim: En son içine düştüğümüz ekonomik sıkıntılar da dahil sonrasında meydana gelmiş neler varsa, 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmasaydı, mümkün olabilir miydi?