Gazze’de yaşananların ileriye dönük pek çok olumsuz sonucu olacak da, beni şimdiden rahatsız eden, görüntülerin vicdanları katılaştıracak olması…
Dünya kitle kıyımını seyretmekle yetiniyor.
Batılı liderler zulme onay veriyorlar.
Görüntülerin gelecek nesiller üzerinde kalıcı etkileri olacağına eminim.
Her gün konuya ilişkin yazı yazmak benim huzurumu kaçırmaya başladı.
Kusura bakmazsanız bugün farklı bir alanda gezineceğim.
Değineceğim konu, önceki akşam Fenerbahçe-Hatayspor maçını izlerken aklıma geldi.
Bir ara top bir dakikadan fazla oyuncuların kafalarında dolaştı. Herbiri kafasına şiddetle gelen topu gene aynı şiddetle ilerideki arkadaşının kafasına yolladı; araya rakip kafalar da girdi.
Ne kadar tehlikeli bir iş yaptıkları…
Maçın oynandığı gün, İngiliz futbol camiası, onlar için ‘yüzyılın oyuncusu’ özelliği taşıyan birinin vefatına üzülüyordu.
Sir Bobby Charlton’un…
İngiliz futbolunun bir daha tekrarlayamadığı başarısı olan, FİFA Dünya Kupası şampiyonluğunu 1966’da ülkeye kazandıran milli takımın en bilinen oyuncusuydu Bobby Charlton (1937-2023).
Hayatıyla ilgili hepsi olağanüstü olumlu değerlendirmeleri okurken beni dehşete düşüren bir ayrıntıyla karşılaştım: Manchester United’ın efsane oyuncusu, kendisini emekli ettikten sonra da takımının tüm maçlarını locadan izlerken, son zamanlarda ortalıkta görünmez olmuş, araştırınca alzheimer hastalığına düçar olduğu için evinden çıkamadığı öğrenilmiş…
Alzheimer çağımızın en kötü hastalıklarından… Genellikle ileri yaşlarda etkisi altına alıyor ve insanların beynini etkileyerek yaşarken ölü hale getiriyor.
Dehşete düşüren ayrıntı Sir Bobby’nin kişisel problemi değildi. Okuduğum yazılara göre, 1966’da İngiltere’ye Dünya Kupası’nı kazandıran milli takımın hepsi, hayatlarının son yıllarını alzheimer hastası olarak geçirmişler…
Bütün bir takım sonunda alzheimer hastası olmuş…
İstatistik kurallarına aykırı bir durum bu.
Peki sebebi ne olabilir?
Yazıda en önemli olasılık olarak, topu kafayla oynamak zikrediliyor…
Uzun süreli kafa paslaşmalarını, kafa kafaya çarpışmaları, bu bilgiye sahip olduğumun ertesi günü FB-Hatay maçında gözlemledim.
Amerikan futbolunda oyuncuların emekliliklerinde uğradıkları kaçınılmaz dert olarak alzheimer çok öncesinden keşfedilmiş, bu sebeple mukadder sonu engelleme umuduyla çeşitli tedbirler alınmaya başlanmıştı.
Futbolda ise bu konu yeni dikkat çekmeye başladı.
Bobby Charlton ve takım arkadaşlarının başına gelenden sonra İngiltere’de konu daha ciddiye alınıyor.
Futbol Sir Bobby’nin sahalarda koştuğu günlerden bugüne, oyuncuların muazzam imkanlara kavuştuğu bir uğraş alanına dönüştü. Transferlerde önemli kabiliyetler için akıl almaz paralar ödeniyor. Oyuncular, tabii müstesna özelliklere sahip olanlar, başka hiçbir alanda ödenmeyen maaşlarla mükafatlandırılıyorlar.
Vefat mevzusunun ele alındığı İngiliz gazetelerinden birinde, Manchester City takımının 23 yaşındaki genç oyuncusu Phil Foden’le ilgili bir haber vardı. Foden’e takımı haftada 200 bin sterlin ödüyormuş.
Haftada 200 bin Sterlin.
Takımında ondan çok daha fazla haftalık alan oyuncular da var.
Müstesna özellikleri bulunan oyuncular takımlarından aldıkları haftalıklara ek olarak, değişik firmaların temsilciliğini üstlenerek haftalıklarını ikiye -hatta üçe- katlayabiliyorlar…
20’li yaşlarındaki delikanlıların kazançlarına bakar mısınız?
Phil Foden’le ilgili haber ayrıca ilginçti. Kısa süre önce, şimdi dört yaşında olan oğlu adına, Instagram sosyal medya platformunda bir hesap açmış; eşiyle birlikte o hesaptan oğlunun çeşitli durumlarını fotoğraflıyorlarmış…
Dört yaşındaki çocuğun takipçi sayısı 4 milyonun üzerine çıkıvermiş…
Haberi veren gazete, onun kadar izlenenlerin tek bir kare görüntüyle 10 bin Sterlin kazanabildiğini kaydediyor…
Gazze mevzusunda bazıları tepkilerini dışa vursa da, en az sesi çıkanlar çok izlenen liglerde top koşturan futbolcular…
[Arsenal’de oynayan Mesut Özil, Foden’le aynı takımda top koşturan İlkay Gündoğan ile Everton oyuncusu Cenk Tosun, bir Londra ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmüş ve görüşmenin fotoğrafları medyada yayımlanmıştı. Takımları üçüne de tavır koydu. Cenk Beşiktaş’a geri dönmek zorunda kaldı; Mesut’a takımı maaşını ödedi fakat yedek kulübesinde oturttu. Yalnızca şimdi Barcelona’ya geçmiş olan İlkay kötü etkiden kurtulabildi.]
Sahipleri Arap milyarderler olan İngiliz takımlarının maçlarında bile İsrail yanlısı sloganlar atılabiliyor.