Fehmi Koru yazdı: İktidar gündem belirleme çabasında, ancak yaptıkları ayağına dolanıyor

''AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen gün “İmralı’daki” ile “Edirne’deki” sıfatlarıyla andığı iki kişiyi kürsü nutkuna taşıdı. İmralı’daki Edirne’dekinden hesap soracakmış; bekleyip bunu görecekmişiz''

AK Parti sözcülerinin ağzından çıkan her söz gözlemciler tarafından otomatik olarak seçim ile irtibatlandırılıyor. Yeter ki, aykırı bir söz olsun söylenen, görüş alınan kişi hemen “Gündemde erken veya zamanında seçim var ya, onun için” açıklamasını yapıştırıyor.

Sezen Aksu’nun beş yıl önce çıkan albümünde yer alan bir şarkıda geçen bir mısra etkili ağızların tepkisine yol açtı. Her önüne gelen o konuda bir şey söyleme ihtiyacı hissediyor. Sonunda Diyanet de tepki verenler arasına karıştı. İktidarın küçük ortağının lideri de kürsüden şarkıcıyı hedef alan sözler sarf etti. Bindirilmiş kıtalar şarkıcının evi önünde gövde gösterisi yaptılar.

Neden?

Cevap yine aynı: “Seçim olacak ya, onunla ilgili…”

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen gün “İmralı’daki” ile “Edirne’deki” sıfatlarıyla andığı iki kişiyi kürsü nutkuna taşıdı. İmralı’daki Edirne’dekinden hesap soracakmış; bekleyip bunu görecekmişiz…

Tamam da, nereden çıktı şimdi bu?

“Seçim var ya ondan…”

Aynı durum başka konularda da kendini belli ediyor.

Ekonomi alanında mesela…

İşçileri yakından ilgilendiren ‘asgari ücret’ sendika temsilcilerinin beklediklerinin fevkinde çıktı; öyle deniliyor. Asgari ücret artınca kendi maaşlarına da yine ‘beklenenin fevkinde’ artış yapılacağı beklentisine giren memurlar ile emekliler biraz hayal kırıklığı yaşadılar. Beklentileri fazla yüksek tutmuşlar. Yine de her zamankinden biraz fazla artışa kavuştukları söylenebilir.

TL’nin yabancı paralar karşısında değer kaybettiği, enflasyonun TÜİK rakamlarına göre bile son 20 yılın rekorunu kırdığı günümüz ortamında, asgari ücrete ve maaşlara hatırı sayılır zam yapılmasının sebebi ne olabilir?

“Ya erken veya zamanında yapılacak seçim…”

Cevap bu.

Faiz konusunda hassasiyet duyduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na faiz indirimine gidilmesi yönünde baskı yapması ve bu konudaki hassasiyetini ‘nass’ ile açıklaması da bazıları için yine seçim yatırımı olarak görülüyor ve öyle de gösteriliyor.

Bir gözlemci, kulak hizamda, hem de uzun uzadıya, “Aya beş şeritli yol inşa edeceğini ilan ettiğinde buna dahi inanan bir kitle var kendi tabanında, onları konsolide etmek için bunu yapıyor” görüşünü açıkladı.

Doğru da olabilir bu görüş. 

Her şey iktidar sözcülerinin 2023 Haziran ayında yapılacağını defalarca tekrarladıkları seçim düşünülerek yapılıyormuş…

Kısa süren Arnavutluk seferinden dönerken görüştüğü medya mensuplarına, Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim yasasını elden geçirme konusunda anlaşmaya varıldığını bildirmiş.

Dar veya daraltılmış seçim bölgesi olmayacak, seçim barajı yüzde 10’dan yüzde 7’ye indirilecekmiş.  

Seçim barajının yüzde 10 olduğu bir başka demokratik iddialı ülke yok. ‘Yönetimde istikrar’ ilkesi çok daha düşük seçim barajı oranlarıyla korunuyor başka ülkelerde. Makul olanı yüzde 3. Yüzde 7 bile yüksek bir oran.

Ancak şöyle bir sorun var: ‘Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ seçimlerden iktidar çıkabilmenin çıtasını hayli yükseltti; iktidar olabilmek, cumhurbaşkanı seçtirebilmek için gereken oran yüzde 50+1. Bu sebeple iktidar MHP ile ittifak oluşturmak zorunda kaldı; muhalefet partileri de kendi ittifaklarını kurdular ve böylece baraj işlevsiz hale geldi.

Yüzde 7 barajı, ittifak yasağı getirilirse veya ittifak içerisinde yer alabilmek için gerekli kılınırsa bir anlam taşıyabilir.

Bunu mu düşünüyor iktidar cephesi, neden?

Muhtemelen bu ihtimal düşünülüyor, sebebi de seçim…

Verilen cevap bu.

Atılan her adım, söylenen her söz, AK Parti ile küçük ortağının baskın, erken veya zamanında bir seçim için ön hazırlıklarıyla irtibatlı görülüyor.

Özetle, her şey seçimi kazanmak için…

Kusura bakılmasın ama yukarıda saydığım her gelişmenin aslında iktidar aleyhine sonuç vereceği kanaatindeyim ben.

Sezen Aksu’ya eski bir şarkısında ‘Adem ile Havva’ adlarını kullandığı için gösterilen, evinin önüne bindirilmiş kıtalar göndermeye kadar varan aşırı tepki, Selahattin Demirtaş’ı Abdullah Öcalan’la köşeye sıkıştırma niyeti, ücret ve maaşlara biraz yüksekçe zam yapıldığı sırada her evin temel ihtiyaç maddelerine külliyetli miktarda zam yapılması ve seçim barajının hangi niyetle olursa olsun aşağıya çekilmesi…

Bütün bunlar istenilen sonucu doğurmak yerine iktidar cephesine bakışı olumsuz etkileyebilecek girişimler… 

Sadece bunlar mı? Hayır. Yarın başka konularda iktidardan gelecek farklı girişimler de, niyetlenenin tam tersi sonucu verirse şaşırmam.

İktidar 20 yıldan sonra uzatmaları oynuyor çünkü.

O duruma gelen iktidarlar doğru amaçla yola çıktıklarında da yanlış yaparlar.

Bugün bizde böyle bir durum var.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.