Fehmi Koru yazdı: İlk turda rakibine fark attıran "beka" konusu Erdoğan’ı zorlamaya başladı

Başarısız olduğu ilk bir-iki denemeyi internet ansiklopedisi Vikipedi’den aynen aktarayım.

Fehmi Koru*

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna neredeyse saatler kalmışken benim zihnimi müthiş meşgul eden bir soruyu paylaşmak isterim.

O soru şu: Nasıl oldu da, Cumhur İttifakı’nın ‘seçim kazanma ustası’ bilinen adayı Tayyip Erdoğan ilk turda işi bitiremedi?

Umarım şaşırmamışsınızdır.

Tayyip Erdoğan’ın en iyi bildiği konu seçim kazanmaktır. İlk bir-iki denemesinde başarısız kalmıştı Erdoğan, 1994’ten sonra girdiği bütün seçimleri ise kazandı.

Başarısız olduğu ilk bir-iki denemeyi internet ansiklopedisi Vikipedi’den aynen aktarayım:

“28 Eylül 1986’daki milletvekili ara seçimlerine Refah Partisi’nin İstanbul 6. bölge adayı olarak girdi. Tek bir adayın milletvekili olacağı seçimde Refah Partisi, bölgedeki oyların %8,57’sini alarak beşinci sıra kaldı. 26 Mart 1989’daki yerel seçimlerde Beyoğlu belediye başkanı adayı olurken, 1984’teki seçimlerde partinin ilçe belediye başkanlığı için aldığı oy oranının %17,71 artmasıyla %22,83 oranında oy topladı; ancak %29,29 oranında oy alan  Sosyal Demokrat Halkçı Parti adayı Hüseyin Aslan’ın ardından ikinci sırada kaldı.20 Ekim 1991’deki genel seçimlere Refah Partisi’nin İstanbul 6. bölge 1. sıra adayı olarak girdi.Seçimlere Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile ittifak yaparak giren Refah Partisi, son seçimlere göre İstanbul 6. bölgedeki oy oranını %12,69 arttırarak %20,01 oranında oy aldı.19. dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren Erdoğan’ın milletvekilliği, ilk kez uygulanan seçmenlerin parti milletvekillerini sıralamaya bakmadan tercih edebildiği tercihli oy sisteminde seçmenlerin tercihini ikinci sıradaki aday Mustafa Baş’tan yana kullanması sebebiyle sonuçların belli olmasından birkaç gün sonra Baş’a geçti.”

O son seçimde mazbatasını alıp Meclis’e kaydını bile yaptırmıştı Erdoğan ama tercihli oylar yeniden sayılınca Mustafa Baş’ın ondan daha fazla tercih oyu aldığı anlaşıldı ve bu yüzden mazbatası iptal edildi.

İlk ve son oldu o başarısızlık; kampanyaların en ufak ayrıntılarıyla bile şahsen ilgilenen Erdoğan, 1991’den sonra girdiği bütün seçimleri kazandı.

Milletvekili (2003), başbakan (2003) ve cumhurbaşkanı (2014, 2018) oldu.

Peki ya 2019 İstanbul yerel seçimleri?

AK Parti’nin kaybettiği iki kez tekrarlanan o seçimde, İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Binali Yıldırım’dı. Kazanamayan Binali Yıldırım’dı, Tayyip Erdoğan değildi.

Eminim, o kayıptan da kendisine dersler çıkarmıştır Tayyip Erdoğan…

Ancak iki hafta önce -14 Mayıs’ta- yapılan seçimde sistemin gereği olan ‘%50+1’ şartını iki aday da karşılayamadığı için iki gün sonra yeniden sandık başına gidiyoruz.

Erdoğan’ın o turdaki oyu %49.52 oranında kaldı. ‘%50+1’ şartı için gerekli olandan yalnızca binde 48 oranında oyu eksik çıktığı için ilk turda seçilemedi Erdoğan.

“Daha büyük oy farkıyla ikinci turda seçilir” diye düşündüğümü itiraf ederim.

Ancak seçime çok az kala bu düşüncem değişmeye başladı.

Zorlanıyor Erdoğan ve bu hem kendi söylemine hem de umudunu onun başarısına bağlamış partisinin ileri gelenlerinin tavırlarına yansıyor.

‘Rehavet’ uyarısı yapıyor ısrarla. “Teşkilat zafer sarhoşluğuna kapılmamalı” da demiş katıldığı son TV programında.

Parti teşkilatının çalışmasını, seçmenlerinin de pazar günü sandığa gitmesini yakın takibe aldığı belli.

Yine de bir kazaya uğrama endişesi var.

İlk turda yüzde yarım oy eksikliği olmasaydı üçüncü kez cumhurbaşkanlığını kazanabilecekti Erdoğan; 27 milyondan fazla oy alabildi çünkü. Bunu sağlayan en önemli kampanya konusu tek bir sözcükle ifade edilebilir: ‘Beka’…

Rakibi Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’yi ve Millet İttifakı’nı teröristlerle işbirliği halinde gösteren bir kampanya yürütüldü. PKK, HDP ve Kandil kavramları eşliğinde, Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda ülkenin bölüneceği algısı üzerinde yoğunlaşıldı.

Bizim milleti en fazla telaşlandıran konudur ‘beka’.

Telaşlanmakta haklıdır da.

Koca bir imparatorluktan Anadolu’ya sığınmak zorunda kalmış bir ulusuz ve DNA’mızda eldekini kaybetme endişesi yer alır.

Fazla ustaca yürütülmeyen AK Parti kampanyasında ‘beka’ vurgusu ustaca kullanıldı.

Çok da fazla ustaca değil ama.

İstanbul mitinginde “Şuraya dikkatle bakın” vurgusuyla dev ekrana yansıtılan birkaç saniyelik görüntü, ikinci turda AK Parti ve Erdoğan’ın başını ağrıtıyor.

Montajmış o görüntünün yer aldığı video.

Bizzat kendisi de montaj olduğunu kabul etti o videonun…

AK Parti genel merkezinden duvarlara asılsın diye illere gönderilen Kılıçdaroğlu’na ait olduğu iddialı sözlerin yer aldığı posterler de mi gerçekleri yansıtmıyormuş?

Kılıçdaroğlu’na ve Millet İttifakı liderlerine göre öyle.

Her siyasinin bu alandaki sicilini tutan Ümit Özdağ yalnızca Kılıçdaroğlu’na oy verilmesi çağrısı yapmakla kalmadı, ‘beka’ konusunda Kılıçdaroğlu’na kefil de oldu.

İş orada da kalmadı, AK Parti’nin ‘beka’ konusundaki sicili anlamına gelecek malzemeler de cumhurbaşkanlığı adayının aleyhine olacak biçimde devreye sokuldu.

“Zorlanıyor Erdoğan” dememin sebebi bu.

Rakibiyle arasında tercihte bulunacak seçmenlere lehine en önemli unsur olarak kendisinin  belirlediği ve ilk turda aldığı 27 milyondan fazla oyda en büyük katkının sahibi olan ‘beka’ konusu, ikinci turda baş ağrıtıyor.

Yanına destekçi olarak aldığı Sinan Oğan bu alanda hafif kaldı.

Ümit Özdağ daha ağır basıyor.

Siyaseti yakından gözleyenlerden bir yakınım, iki tur arasında dengeyi değiştirecek önemli bir unsur gündemi zorlamazsa ikinci turun boşuna çaba haline dönüşeceğini söylemekteydi.

‘Beka’ konusu galiba dengeyi sarsabilecek bir konu.

Tayyip Erdoğan’ın teşkilatta ve seçmende hissettiği ‘rehavet’ bundan kaynaklanıyor olabilir.

Seçim kazanma ustası Tayyip Erdoğan hayatının en önemli seçiminde…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri

Partide görevi devralanlar dünyalık kapmış gibi davranıyorlar
Sinan Ateş suikastını azmettirenlerin hesaba çekilmesini en fazla isteyenlerdenim, fakat...
Gazetecilik skandalı
Emniyet’te kaset savaşlarının arkasında neler var?
Kavala dosyasında iki görüş çarpışıyor