Hamas ile İsrail arasındaki savaşa ara verildi, üstelik taraflar arayı 48 saat daha uzattılar. Bu gelişmeyi sağlamak için araya girenler, savaşın sona ermesi beklentisindeler.
Joe Biden onlardan biri.
Arada, anlaşıldığı üzere, iki taraf ellerinde bulunan esirleri serbest bırakıyorlar. İsrail üç kişiyi bırakıyor, Hamas ise bir kişiyi. Hamas çoğu zaman yabancılar ile çocukları ve yaşlıları teslim ediyor.
Savaşa ara verilene kadar hangi taraf daha iyi durumdaydı?
İsrail genelkurmay başkanı Hirzi Halevi, Karar gazetesinin haberine göre, “Ordumuz 7 Ekim’de başarısız oldu” açıklamasında bulunmuş ve ortalık yatıştığında geniş çaplı soruşturmalar başlatılacağını da söylemiş…
Kimileri, Hamas’ın, başlattığı savaştan kayıplara uğrayarak bugüne geldiği kanaatinde.
Halevi’nin açıklaması, Hamas militanlarının, engelleri yıkarak Gazze’den çıkıp İsrail topraklarında gerçekleştirdiği eylemleri öngörememekle ilgili olabilir., Ordu istihbaratında Gazze’deki Hamas faaliyetlerini izlemekle görevli büronun kadın elemanlarının, olağanüstü bir gelişme hazırlığını fark ettiklerini ve bunu komutanlarına bildirdikleri halde ikazlarının dikkate alınmadığını İsrail basını yazdı zaten.
Bizim basına da yansıdığı için biliniyor: İsrail’de iki dilde -İbranice ve İngilizce- çıkan Haaretz gazetesi, 7 Ekim günü İsrail’in uğradığı saldırılarda yaşamını kaybettiği bildirilmiş olan, çoğu sabahlara kadar sürmüş bir konserin seyircisi kişilerin bir bölümünün, İsrail helikopterleri tarafınca açılan ateşle öldüğünü yazdı. Savaşta olan bir ülkede, muhalif de olsa bir gazetenin, ülkesinin yürüttüğü savaşa kuşkuyla bakılmasını getirmesi kaçınılmaz olan bir haberi verebilmesi bizde pek dikkate alınmadı.
Oysa, Haaretz savaşın başından itibaren İsrail’in propaganda mekanizmasının yaymaya çalıştığı çoğu düzmece, yalan veya kandırma amaçlı haberlere saygınlık etmediği gibi, yeri geldiğinde onları düzeltmeyi ve doğruları yazmayı da görev biliyor.
Gazetecilik görevi…
Yalnız Haaretz de değil, dijital medyada da Netanyahu ve çevresinin hoşuna gitmeyecek haber ve yorumlar her geçen gün daha da artıyor.
İsrail ile istediği takdirde o ülkenin vatandaşı olabilecek kadar yakınlığı bulunan, yalnız Musevilerin yaşadığı bölgelerde değil, Gazze’de ve Batı Şeria’da da bir dönem yaşamış olan Amerikalı yazar Max Blumenthal savaş karşıtlığında daha ileride.
Blumenthal’in savaşla ilgili önemli ayrıntılar içeren yazılarından haberdar olmamı, ona yanıt olarak yazılmış bir yazı vesilesiyle, gene Haaretz sağladı.
Amerikalı Blumenthal’in, İsrail’de, Gazze’de ve Batı Şeria’da yaşayarak gözlemlediği gerçekleri belgeleri ve tanıklıklarla aktardığı ‘Goliath: Life and Loathing in Greater Israel’ kitabı, hem haftalar boyu çok satanlar sıralamasında kalmış, hem de yazarına ‘Lennan Vakfı’ ödülünü getirmiş.
Vaktiyle yazılarını yayımlattığı New York Times, Los Angeles Times gibi gazeteler ve değişik siyasi dergiler yazdıklarına yer vermemeye başlayınca, Blumenthal ‘The Grayzone’ adlı kendi sitesinden okurlarına ulaşıyor.
İki gün arayla yazdığı iki yazı İsrail’in canını sıkmış görünüyor.
Can sıkıcı yazılarının ilkinin başlığı şu: “Görgü tanıklarına göre, İsrail’in 7 Ekim’den sonra poster olarak kullandığı çocuğu İsrail tankı öldürmüş.”
Daha yakınlarda -27 Kasım’da- yayımladığı yazısının başlığını da vereyim: “İsrailli tank kullanıcısı, kibbutzlara ayırım gözetmeksizin ateş açılması emiri verildiğini ifşa ediyor.” [‘Kibbutz’ bir tür komün yaşamı yaşanan İsrail köyleri…]
Herzi’nin, başlangıcında bulunduğu ordunun 7 Ekim’de başarılı olmadığını ve konunun savaş bitince soruşturulacağını duyurması ile Blumenthal’in yazılarında değerlendirdiği yanlışlıklar örtüşüyor.
Eminim, savaş sonrası başlatılacak soruşturmalarda ve konu Uluslararası Ceza Mahkemesi önüne gittiğinde, onun aktardığı tanıklıklar da gündeme gelecektir.
Şimdiden bilinen, İsrail’in propaganda mekanizmasının daha ilk günden yaygın kullanıma soktuğu, Batılı liderleri yanıltıp tavırlarını belirlemede etkili olmuş pek çok ayrıntı, ya yalan ya da gerçeğin tersine döndürülmüş hali.
ABD başkanı Biden ne zaman ağzını açsa, Hamas’tan, “Çocukların başını kesebilecek vahşette bir terör örgütü” kalıbını kullanmaya devam ediyor.
O bilginin yalan olduğu onlarca kere kayda geçirildiği halde…
İsrail kendi ülkesinin insanlarının da ölmesine yol açan bu savaşta, yalnız 7 Ekim günü değil, savaşın bütününde de başarılı olamadı.
Hamas lider kadrosundan tek insanı öldürebildiğini veya yakaladığını duyduk mu İsrail’in?
Arada, elinde tuttuğu çocuklar ile kadınlar ve yaşlıları serbest bırakıyor, çoğu asker veya istihbaratçı daha genç esirleri ise elinde tutmaya devam ediyor Hamas.
Geçmişte, yalnız bir askerinin –Gilad Shalid’in- sağ teslim edilmesi karşılığında binden fazla Filistinli esiri serbest bırakmıştı İsrail.
Böyle bir savaştan Netanyahu’nun ve onun başbakanı olduğu İsrail’in üstün çıkmaması gerekir…