Gözüm televizyonda bir takım resmi giysili kişilerin görüşme trafiğiyle ilgili gelişmede, kulağım ise radyoda Melihat Gülses’in kadife sesiyle söylediği, sözleri Saadet Vural’a ve bestesi Dursun Karaca’ya ait ‘Bitmemiş gibi’ şarkısında:
“Seninle bu aşkı kaldığı yerden
Devam ettirelim, bitmemiş gibi
Bütün suçlarını affediyorum
Ne olur geri dön, gitmemiş gibi”
Gerçekten politikada da aynen öyle oldu: Ayrılan gitmemiş gibi geri döndü.
Ayten Alpman’ın “Bir başkadır benim memleketim” şarkısı da stadyumlarda yeniden çalınıyor zaten.
Olay geçen cuma akşamı başlamıştı, dün sona erer gibi oldu.
Neydi olay?
Millet İttifakı adıyla da anılan altı parti içerisinde yer alan İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener, masada yoldaşlık ettiği diğer beş liderin, kendisine ve partisine dayatmada bulunmaya kalkıştıklarını ileri süren bir konuşma yaparak, bir yıldan uzun süredir müdavimi olduğu masayı terk etti.
Zehir zemberek bir konuşmayla masayı devirdi.
‘Dayatma’ iddiası, masayı paylaşanların o günkü toplantıda, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmelerine bir karşı çıkıştı.
Akşener masada bulunmayan iki başka isme -İstanbul ile Ankara’nın CHP’den seçilmiş belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a- “Sizler aday olun” çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu doğal olarak kızdı bu tavra. Akşener’in üslubu için “Erdoğan’ın dili” tespitinde bulundu. Masanın diğer dört paylaşanı da Akşener’in tavrından herhalde alınmışlardır.
CHP’yi destekleyen yazar ve yorumcular ise, masayı terk etme olayını takip eden üç gün boyunca, İYİ Parti ile lideri Meral Akşener’i eleştiri yağmuruna tuttular.
“Saldırdılar” daha doğru bir sözcük.
Dün ise başka bir gündü.
İYİ Parti genel başkanının adaylığına şiddetle itiraz ettiği Kemal Kılıçdaroğlu Millet İttifakı tarafından cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edildi dün.
Bu kararı alan masada -gitmemiş gibi geri dönen- İYİ Parti lideri Meral Akşener de yer alıyordu.
Akşener’in “İkinizden biriniz aday olsun” çağrısı yaptığı iki ismin belediye başkanlığını bir yıl sonra yapılacak yerel seçime kadar sürdürecekleri anlaşıldı.
Lafı fazla uzatmayayım, arada yaşanan onca gürültüye rağmen, ortam, Melihat Gülses’in eşsiz sesinde ifadesini bulan şarkının sözlerine yansıyana çok benziyor: Aşk kaldığı yerden bitmemiş gibi devam etmekte; o zehir zemberek açıklama suçunu işlemiş olan Meral Akşener, sanki hiçbir şey olmamış, ayrılıp gitmemiş gibi geri döndü.
Suçu belli ki görmezden gelinmiş…
Efendi ile kölesi arasında yaşanan yer değiştirmeyle ilgili meşhur fıkrayı gel de hatırlama.
Şimdiki durum şu:
Millet İttifakı seçmen karşısına aday olarak CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu çıkaracak. Yalnız başına da değil; Akşener’in cumhurbaşkanlığı koltuğuna layık gördüğü iki isim –Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş– seçilebildiği takdirde Kılıçdaroğlu tarafından, onun ‘uygun gördüğü tarihte’ doğrudan ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olarak atanacaklar. Şimdilik bir yıl daha belediyelerinin başında kalmayı sürdürecekler.
Diğer beş lider?
Onlar da ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ olacaklar… [Milletvekili olmayacaklar demek bu.]
İYİ Parti lideri Akşener?
Evet, o da, anlaşıldığına göre, diğerleri gibi ‘cumhurbaşkanı yardımcısı’ payesini taşıyacak…
Tabii, Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilebildiği takdirde…
Peki, Kılıçdaroğlu seçilebilecek mi?
Meral Akşener onun Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olmasına ‘seçilemeyeceği’ gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Aradan geçen 72 saatte, o makama daha fazla layık gördüğü iki CHP’li belediye başkanını yanına alınca Kılıçdaroğlu’nun seçilebilecek hale geldiğine ikna edilmiş olmalı.
Dayatma değil, ikna.
Burada matematik devreye giriyor: CHP’nin oy oranı taş çatlasa %25. Tek bir CHP’linin bile oyunu ondan esirgemeyeceğini veri olarak kabul edelim. Bu orana -arada var olan oylarından bir bölümünü kaybedecek hale geldiğini görmezden gelerek- İYİ Parti’nin %10-12 civarındaki oyunu da ekleyelim. HDP’den de %10 kadar bir oy gelsin.
Ne yaptı toplam?
Yüzde 45-47…
Her şey yukarıdaki paragrafta öngörüldüğü gibi gelişse bile yine %3-5 civarında bir oy açığı var.
Sanırım, o açığı ve hatta daha fazlasını, CHP ve İYİ Parti dışındaki muhafazakar kesimin ilgisini gören ittifak partileri seçmenlerinin sağlayacağı hesap ediliyor.
Öyle hesap edilmiş olmalı ki, dün gece, partisinin binası önünde kurulmuş kürsüye ‘13. Cumhurbaşkanı’ ilan edilerek çıktı Kılıçdaroğlu.
Yine bir şarkı, bu defa Sezen Aksu’nun bir zamanlar ANAP tarafından seçim kampanyasında kullanılmış şarkısı, aklıma geliyor:
“Hadi bakalım, kolay gelsin / Bir acayip zor yarış / Bana ne aman, ben anlamam / Pek hesaplı ince iş” şarkısı…
Bu yazıya o şarkının sözleriyle son vermek en iyisi.
Meral Akşener’in iki belediye başkanına “Aday ol” çağrısı yapması gibi, ben de sizleri, Sezen Aksu’nun bazı bölümlerini burada sunacağım şarkısına kulak vermeye davet ediyorum:
“Yerimiz mi dar yoksa yenimiz mi dar
Ne var? (ne var, ne var)
Uçurmuş herkes o da kim oluyor
Sen kimsin kim bunlar
En büyük kim?
Hadi bakalım, kolay gelsin
Bir acayip zor yarış
Bana ne aman, ben anlamam
Pek hesaplı ince iş
Sen seni bil, sen seni
Sen sıkı tut çeneni
Eline diline hâkim ol
Dikkaaaaaat
Ah içimizde ne aç hevesler
Arada hicaz arada caz nefesler
Bir yanımız her duruma müsait
Ne kadar uyarsa o kadar ister
Aaaaah”