“İYİ YÖNETMEN FİLMİNİ UZAYDAN BİLE ÇEKER”
Babası Ertem Eğilmez’in son filmi Arabesk’te asistan olarak çalıştığını belirten Eğilmez, “Babanız hasta yatağındayken, filmi siz tamamladınız” şeklindeki hatırlatma üzerine “Ertem Eğilmez’in lafıdır; ‘İyi yönetmen filmini uzaydan bile çeker.’ O dönem öyle bir koşullama vardı ki… Ertem Eğilmez’i tanıyanlar iyi bilir, insanı öyle bir koşullar, sizi öyle bir gönderir ki, siz artık o işin milimetresine varana kadar her şeyini biliyorsunuzdur, işe hakimsinizdir. Onun isteği doğrultusunda yaparsınız. Hastalandığında da öyle oldu. Ondan duyduğumuz, öğrendiğimiz şeylerle, onun yapmayı hayal ettiklerini gerçekleştirmeye çalıştık” dedi.
Eğilmez, “Tabii ki sonradan kendine gelip izlediğinde aradaki farkı görmüştür zavallım. Ama hani kibarlığından da ses etmemiştir. Yani ‘Ah keşke şöyle olsaydı, böyle olsaydı’ diye düşünmüştür lakin hiçbir zaman bunu telaffuz etmedi. Fakat filmin bütününün o kadar doğru önermesi olan bir yapısı vardı ki, absürdün de yükselen değerlerindeydi” ifadesini kullandı.
“78 MİLYON DOLAR VERİYORUM, BANA SATIN”
Çınar’ın sohbetin devamında yönelttiği bazı sorular ve Eğilmez’in bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
Arzu Film’in işleri senaryoları doğru yazılmış ve o dönem insanlarını kalbinden vurmuş filmlerdi…
Evet. Çok güzel içselleştirilmiş, çok iyi üretilmiş işlerdir. Bakın bu insanların hepsi gerçekten kendi alanlarında çok başarılı, çok okuyan, çok araştıran insanlar. Şimdi böyle bir beyin takımının olduğu bir iş var mı şu anda ki ben diyeyim Arzu Film ekolünün devamıdır? Esinlenmeler oluyor… Ben en büyük gücümü bu filmleri kaybetmemek üzere harcadım. Çok çarpıcı bir örnektir… 1992-93 yılıydı. Filmler Show TV’deydi. Bir gün Cem Uzan aradı beni Star televizyonundan. Dedi ki, ‘Ben Şampiyonlar Ligi maçı koyuyorum, Show TV karşıma ‘Hababam Sınıfı’ koyuyor, reytingleri benden yüksek çıkıyor. Kendimi keseceğim! Ben dünyanın parasını ödüyorum. Bunlar bilmem kaç para. Ben bir hesap yaptım, nakit 78 milyon dolar veriyorum, bana satın.’ Biz aile firmasıyız. Hemen aileme gittim söyledim. İki ablam bir abimle oturduk, konuştuk. ‘Böyle bir teklif var, ne diyorsunuz?’ dedim. Oyunbozan bir teklif tabii. Dediler ki, ‘Bize babamız ne vasiyet etti? Bunlara sahip çıkın.’
“HABABAM SINIFI’NI YENİDEN ÇEKMEK BENİM FİKRİM DEĞİLDİ”
Bu filmleri yeniden çevirmeyi düşünüyor musunuz?
‘Hemşo’ filmini çekiyordum. O gün sette Okan Bayülgen ve Mehmet Ali Erbil’le sohbet ederken yanımızda iki gazeteci vardı. ‘Şimdi Hababam Sınıfı yeniden çekilse kim hangi rolü oynar’ diye konuşuyorduk. Mehmet Ali Erbil ‘Ay ben Güdük’ü oynarım’ falan dedi. Ertesi sabah gazeteleri bir açtık; ‘Hababam Sınıfı çekiliyor, Cem Yılmaz ‘İnek Şaban’ı oynuyor!’ diye haber. Büyük rezalet. ‘Eyvah!’ dedik, başımıza bomba düştü.
Sürekli zaten tekzip yayınlıyorsunuz bu konuda…
Evet… Sonra arkasından bir telefon geldi. ‘Reha Muhtar kavuk devrettiriyor’ diye. ‘Kim kime kavuğunu devrediyor?’ dedim. ‘Halit Akçatepe ‘Güdük Necmi’ rolü için televizyonda Mehmet Ali Erbil’e kavuğunu devrediyor’ dediler. Hemen Halit Abi’yi aradım. ‘Halit Abiciğim aman gözünü seveyim ne yapıyorsun?’ dedim. Halit Abi de Kartal Tibet’le beraber geldi, ‘Ok yaydan çıktı, bu iş boynumuzun borcu Ferdi, bu iş yapılmalı’ dedi. Yani ‘Hababam Sınıfı’nı yeniden çekmek benim fikrim değil, serinin son filminin yönetmenliğini yapmış Kartal Tibet’le eski oyuncularından Halit Akçatepe’nin fikridir.
‘Peki’ dedik, formüle etmeye çalıştık. Dedik ki bir İnek Şaban koyarsak çok suçlanırız. Ne yapabiliriz? Eserin sahibi ortada yok, varisleri var. İyi bir ekip kuralım. Teknik kalitesi, standardı düzgün olsun. Baktık ilk filmde biraz böyle yüzümüze gözümüze bulaştı, Kartal Abi’nin de biraz yaşlılık dönemine denk geldi, ikinci filmde karakterleri dışarı çıkaralım dedik. Aldık onları askere götürdük. Sonra üçüncü bir rezalete soyunduk. Angajmanlar vardı, filmin ortağı vardı. Tarihler almış. Tarihler aldığı için yetişmesi gerekiyor.
‘Hababam Üç Buçuk’u saçma sapan, sete gelmeyen senaryoyla bitirmek zorunda kaldık. Bu da benim açımdan o kayıktan inmem için son viraj oldu zaten. Bu işten ayrıldım ve devrettim. Rüçhan hakları vardı Arzu Film’in. Yani 10’uncu film çekilse gene Arzu Film çekecekti. O kadar kızdım, o kadar sinirlendim ki bir kalemde imzaladım.