Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı reformunu eleştirenlere tepki göstererek, "Türkiye’de herkesin bir desteğinin ötesinde bir destek var. Türkiye bunu birlikte yazdı ama meseleyi sadece bir paket olarak düşünmeyin, bu bir strateji belgesidir, bir pakette hayata geçecek diye bir şey yok. Yıllar içerisinde ucu açık değil, 2-3 sene içerisinde çok somut sonuçlarını göreceksiniz, ilk paket de inşallah 2 Ekim'de meclis açılır açılmaz gündemdedir" dedi.
TBB Başkanı Feyzioğlu, Kilis Barosu sosyal tesislerinin temel atma töreni için gittiği Kilis’te, yeni yargı paketi ile ilgili konuştu.
Feyzioğlu, "Bu paketin de içi yargı reformu strateji belgesine yakışır şeklinde doludur. Konuyu sulandırmak veya önemini azaltmak isteyenler bir tek böyle pasaportu şuydu buydu oradan giriyorlar. Hayır efendim şu anda düşünce özgürlüğü ile bağlantılı suçlardan tutuklu veya hükümlü olan yaklaşık 10 bin kişi İstinaf Mahkemesinin üstüne temyiz hakkı kazanıyor. Buna hangi gerekçeyle karşı çıkılabilir, düşünce tehdit altındadır. Düşünce özgürlüğü tahdit denmiştir, diyen herkese, gelin bu paketi okuyun, ondan sonra eleştirin eleştiriniz o zaman yapıcı olacaktır diye incelemeye davet ediyorum. Yani bilgi sahibi olmaya davet ediyorum" diye konuştu.
'ÇOK CİDDİ BİR DEZENFORMASYON YAPILIYOR'
"Çok ciddi bir dezenformasyon yapılıyor. O dezenformasyona karşı, yanlış bilgilendirmeye karşı kamuoyunun her vesileyle ve sizler sayesinde bilgilendirme yapıyoruz" diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Örneğin gazetecilerin, sizler düşünce özgürlüğü sıkıntıda, eğer bazen haber yapıyoruz eleştiride bulunuyoruz ama bundan dolayı soruşturuluyor ceza alıyoruz diyorsanız, eğer bu uygulamaları yanlış uygulanan düzeltmek için arkaya Türkiye'nin en büyük mahkemesi Yargıtayı alıyoruz. Çünkü bugünkü sistemde, sistemde istinaftan sonra Yargıtay denetleyemiyor, cezalar 5 yıl olduğu zaman Yargıtaya gitmiyor. Yeni sistemde düşünce özgürlüğü ile ilgili hepsi Yargıtaya gidecek. Sonra seri bir muhakeme getiriyoruz. Son derece önemlidir. Bu insanların damgalanmasını, mahkemelerin çok ağır işlerle bunalmasını önleyecek. Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve şüphelinin avukatı müdafi yan yana gelecekler, dosyayı açacaklar birlikte tartışacaklar ve ondan sonra eğer suçun ispatı yönünde yeterli değil varsa şüpheli de kabul ederse çok ciddi bir ceza indirimi ile birlikte mahkemeye dosya sevk edilecek. Mahkemede tek duruşmada işi bitirecek. Bu ne getiriyor biliyor musunuz asliye cezalık davalarda, yarısına yakınında avukat bulundurma zorunluluğu, avukat güvencesi ve kişilerin damgalanmadan bir an önce işin sonuçlanmasını getiriyor. Ayrıca mesela infazda şöyle bir önemli husus geliyor, bu pakette, birlikte suç işlediği söylenen birden çok kişiyle bir kısmının cezası, 5 yılın üzeri temyize gidiyor ve temyiz de bozuluyor. Bir kısmının cezası ise istinaf sınırında kalmış. İstinaf olmamış kesinleşmiş öyle bir halde temiz bozduğu anda istinafta kesinleşen infazı başlayanların infazının derhal durdurulması geliyor. Bunların hepsi o kadar ciddi şeyler ki sadece temiz edilebilir, suçların sayısının arttırılması yılda 100 - 150 bin soruşturma ve dava konusu fiili mi bu kadar vatandaşımızın temiz hakkına yeniden sahip olması demek. Buna kim hangi gerekçeyle karşı çıkabilir? Ben Adalet Bakanlığı'nın ve Yargıtay'ın özellikle ve 1 derecede Türkiye'nin kılcal damarlardan nüfuz etmiş olan FETÖ belasıyla çok ciddi şekilde mücadele ettiklerini biliyorum."