TBMM'de kurulan araştırma komisyonunun tatmin edici sonuçlar vermediğini, raporun kaybolduğunu ve içeriğinin manipüle edilmiş olduğu iddialarını ise şu şekilde açıkladı;
"Darbe girişimini araştırmak üzere TBMM’de kurulan komisyonun çalışmalarından tatmin edici bir sonuç çıkmadı. Meclis Başkanlığı’na teslim edilen komisyon raporunu da ortadan kayboldu. Raporun içeriğiyle oynandığı, bazı bölümlerinin değiştirildiği gibi iddialar da ortaya atıldı. Komisyon çalışmalarının tatmin edici bir sonuca ulaşmaması iktidarın 15 Temmuz’un her yönüyle araştırılıp, aydınlatılmasını istemediği izlenimi verdi."
Bila, Türkiye'nin laik, üniter ve ulus devlet yapısını değiştirmeyi amaçlayan ABD'nin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) zayıflatmak istediğini söyledi. Ayrıca, ABD'nin 1 Mart tezkeresi ve Ergenekon davası gibi olaylarda TSK üzerinde baskı kurduğunu belirtirken, AKP'nin FETÖ ve ABD ile işbirliği yaparak askeri vesayeti yıktığını, bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "aldatıldık" diyerek hata kabul ettiğini belirtti.
"15 Temmuz darbe girişimi 8. yıldönümü nedeniyle tartışmalara neden oldu.
FETÖ’nün gerçekleştirdiği bu darbe girişimi aradan 8 yıl geçmiş olmasına karşın tam olarak aydınlatılmış değil.
Darbe girişimini araştırmak üzere TBMM’de kurulan komisyonun çalışmalarından tatmin edici bir sonuç çıkmadı.
Meclis Başkanlığı’na teslim edilen komisyon raporunu da ortadan kayboldu.
Raporun içeriğiyle oynandığı, bazı bölümlerinin değiştirildiği gibi iddialar da ortaya atıldı.
Komisyon çalışmalarının tatmin edici bir sonuca ulaşmaması iktidarın 15 Temmuz’un her yönüyle araştırılıp, aydınlatılmasını istemediği izlenimi verdi.
Türkiye’nin ulus devlet, üniter devlet ve laik devlet yapısını değiştirmek isteyen siyasi akımları ve terör örgütlerini (PKK ve FETÖ) koruyup kollayan ABD’dir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik niteliğini ortadan kaldırıp yerine "Ilımlı İslam" devleti oluşturulması ABD’nin Yeşil Kuşak Projesi’nin içinde yer alan amaçlarından biriydi.
ABD, Türkiye’yi bir "Ilımlı İslam" devletine dönüştürmenin önünde en büyük engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) görüyordu.
ABD ayrıca 1 Mart 2003 tezkeresinin Meclis’te reddedilmesinden de TSK’yı sorumlu tutuyordu.
Atatürk’ün izinden yürüyen komutanları tasfiye etmek için açılan Ergenekon davasından tutuklanarak 2 yıl cezaevinde tutulan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ bu görüşteydi.
Başbuğ bu görüşünü Kara Kuvvetleri Komutanı olarak da Genelkurmay Başkanı olarak da kamuoyuyla paylaşmıştı..."