Filistin Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada, çok geç olmadan duruma müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, İsrail'in, Aksa'daki statükoya uyulması ve İslami Vakıflar Dairesi'nin yetki ve sorumluluklarına saygı gösterilmesi için gerektiği üzerinde durulurken, "İşgal makamları ve onların yetkili birimleri tarafından kutsal Mescid-i Aksa'nın altında ve çevresinde gerçekleştirilen Yahudileştirme projelerini şiddetle kınıyoruz" deniyor.
"Mescid'i Aksa tehlikede"
Dışişleri Bakanlığı, yürütülen kazılar nedeniyle, Aksa'nın sütunlarında çatlaklar oluştuğunu ve bazı yerlerde taşların düşmeye başladığın belirtirken, "Kıble Mescidi altında bulunan cami başta olmak üzere Mescid-i Aksa'nın tehlikede olduğu" vurgusu yaptı. İsrail'in söz konusu kazı çalışmalarının amacına ilişkin hedefin, Yahudi tarihine dair bir bulguya ulaşmak olduğu, ancak İsrail'in, Doğu Kudüs'ü işgal ettiği 1967'den bu yana sürdürdüğü kazı çalışmalarına rağmen bu bağlamda tek bir bulguya rastlamadığı kaydedildi.
Mescid-i Aksa, Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar; İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. İsrail, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında ve çevresinde, sözde Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.