Filistin temsilcisi: "BM'ye açık savaş açan İsrail'dir"

Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilci Yardımcısı Feda Abdelhady, İsrail'in BM tarafından hedef alındığını öne sürdüğünü ifade ederek, "Gerçekte, BM'ye savaş açan taraf İsrail'dir" dedi.

BM Filistin Halkının Vazgeçilmez Haklarının Kullanılması Komitesi (CEIRPP), soykırımın önlenmesi sorumluluklarını ele almak üzere bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıya BM Daimi Temsilcileri de katıldı. Konuşan Abdelhady, İsrail'in yalnızca BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) değil, ayrıca BM Genel Sekreteri, Özel Raportörler, BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Kurulu, İnsan Hakları Konseyi (İHK), Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) gibi kurumlara ve İsrail’e karşı görüş belirten her ülkeye savaş açtığını ifade etti. 

Abdelhady, İsrail'in BM'yi hedef aldığı yönündeki iddialarına değinerek, "Gerçekte, BM'ye savaş açan İsrail'dir" dedi. Ateşkes, soykırım ve işgalin sonlanması ile Filistin'in özgürlüğünü talep etmeye devam ettiklerini vurgulayan Abdelhady, "Dönüm noktasındayız. Karşılaştığımız karanlık günlere rağmen, adalet ve suçluların cezalandırılması umudu daha önce hiç bu kadar güçlü olmamıştı" şeklinde konuştu. Uluslararası toplumun yükümlülüklerinin tartışmaya kapalı olduğunu belirten Abdelhady, suçluları cezalandırmanın soykırımı ve insanlık dışı işgali sona erdirmenin bir zorunluluğu olduğunu kaydetti.

BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese ise, 7 Ekim 2023 sonrası İsrail'in başlattığı şiddetin daha önceki kasıtlı ve sistematik zorla göç uygulamalarının bir parçası olduğunu söyledi. Gazze'deki durumu soykırım olarak nitelendiren Albanese, "Çünkü bu bir soykırımdır" dedi. Filistin halkının yıllarca savaş suçlarına ve insanlığa karşı suçlara maruz kaldığını belirten Albanese, uluslararası toplumun soykırım kurbanlarını korumakta başarısız olduğunu vurguladı. "Soykırım ve 57 yıllık yasa dışı işgalin üzerine, İsrail'in BM üyeliğini askıya alma zamanı" diye ekledi. 

Birçok ülkenin insan hakları sicilinin zayıf olduğunu ancak hiçbirinin, İsrail kadar BM'nin kararlarını yok sayarak yasa dışı işgal sürdürmediğini ifade eden Albanese, soykırım niyetinin oluştuğunu ve bunun önüne geçmek için müdahale beklenmemesi gerektiğini belirtti. "Soykırım gerçekleşti bile" diyen Albanese, bunun sonlandırılması ve suçluların cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi.

BM Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng, İsrail'in Nekbe'den bu yana planladığı soykırım uygulamalarını hayata geçirdiğini ifade etti. Gazze'nin yıkıntı ve cesetlerle dolu olduğunu kaydeden Mofokeng, sağlık sisteminin tamamen yok edildiğini ve şu anda sadece 36 hastaneden 17'sinin kısmen işlevsel olduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail'in 516 sağlık tesisini hedef aldığını ve bu saldırılarda 765 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı.

Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu üyesi Chris Sidoti ise soykırımı engellemek için UAD kararlarının beklenmesi gerekmeyeceğini vurguladı. Gazze konusundaki başarısızlıklarını dile getirerek, "Bir çocuğun veya bir kadının öldürülmesini engelleyemedik. Savaşı sonlandıramadık" dedi. 

Filistin asıllı Kanadalı hukukçu Diana Buttu, Filistin halkına sunulan seçeneklerin açlıktan ölme, öldürülme veya kaçma olduğunu belirtti. "Hiçbir şey soykırımı meşru kılamaz" diyerek, İsrail ve destekçilerinin soykırımı inkâr ettiğini ancak gerçeklerin ortada olduğunu ifade etti. Buttu, "Filistinliler olarak yok edilmeyi kabul etmiyoruz" dedi ve "İsrail, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden oluşan bir soykırım ekseni var. Bu ülkeler ya soykırımın devamı için çaba harcıyor ya da onu destekliyor" şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.