Bunca zaman vahşi hayvanlarla iç içe olmak felsefi olarak bana çok şey öğretti. Biz insanlar olarak o kadar önemli değiliz, doğanın bir parçasıyız sadece, doğadaki her şey gibi. Doğa egoların, hırsların, kibrin sıfırlandığı bir yer. Asıl güç, sahip olmak ve hükmetmek değil, anlamak... Doğaya sahip olmak ya da hükmetmek yerine, onu anlamaya çalıştığımızda kendimizi de anlayacağız ve böylece daha güzel bir dünyada yaşayacağımızı düşünüyorum.
Doğada goril bulmak istiyorsan, önce gece yataklarını bulman gerekiyor. İyi besinlerin olduğu bölgelere gitmek için her gün uzun mesafeler giderler ve her gece yeniden yatak yaparlar. Goriller yüksek rakımlı yerlerde yaşarlar ve Ekvator bölgesi olmasına rağmen buralarda gece hava ciddi soğur. Isınmak için, yatakların içine, her zaman değil ama genellikle, dışkılar ve onun üstüne yatarlar. Dolayısıyla goril ararken önce kokuyu duyarsın, kokuya doğru gidince gece yataklarını bulursun. Rahatsız edici bir koku değildir gorillerin dışkı kokusu çünkü sadece ot yiyorlar.
Birçok insan safarilerin pahalılığını ve o bölgelere lüks otellerin yapılmasını eleştiriyor. Ancak orada o hayvanlar hala yaşamını sürdürebiliyorsa bunun nedeni ekoturizm. Ülkeler ekoturizmden para kazanıyor diğer yandan bu paranın önemli bir kısmı doğanın ve hayvanların korunması için harcanıyor. Dolayısıyla safarilere katıldığınızda sadece muhteşem bir deneyim yaşamış olmuyorsunuz, ayrıca doğa ve hayvanların korunmasına katkıda bulunmuş oluyorsunuz.
1997 Aralık ayında National Geographic’de okuduğum bir röportaj sonrası, görmeyi en çok arzuladığım kedi olan kaplanı fotoğraflamaya karar verdim. Seyahat organizasyonu için anlaştığım firmaya kaplan görme şansımın ne kadar olduğunu soruyordum hep. Onlarsa bana yuvarlak yanıtlar veriyorlardı. Sonunda “bana bu konuda garanti vermelisiniz” dedim. Bu sefer yanıt kesindi: “Size kaplan görmeyi ancak hayvanat bahçesi müdürü garanti edebilir.” Sonraki yıllarda kaplanlar ve diğer kedilerle her karşılaştığımda bu cümleyi gülümseyerek hatırladım.
Zaman zaman diğer benekli kedilerle karıştırılan çitalar, kuyruğunun ucundaki halkalar, gözlerinden ağzına kadar uzanan koyu çizgiler ve kahverengi gözleri sayesinde, aslında diğerlerinden rahatlıkla ayırt edilebilir. Ayrıca diğer kedilerden farklı olarak çitalar, görece daha narin bir gövdeye sahiptir.
Tüm vahşi kedilerin bölgesi vardır. Bu bölge erkek kediler için 40 kilometrekare civarındadır. Çita hariç, çünkü çitaların bölgesi çok daha büyüktür. Erkekler bölgenin sınırlarında gezerler. Dişilerse daha çok ortalarındadır. Dişi hamile kaldığında bölgeyi ortaya doğru 10 kilometrekareye kadar küçültür. En güvenli yerine geçer, en ortaya
Maalesef hayvanlara göre çok kötüyüz, daha iyi olduğumuzu söylemem mümkün değil. Benimle safariye gelen insanları etkileyen de bu: o hayvanların masumiyetini görmek.
Uzun boyu sayesinde diğer hayvanların erişemediği yüksek dallardan kolaylıkla beslenen zürafa akasya yemeyi sever.
Nesli tükenme tehlikesinde olan canlılardan biri de filler. Neslinin korunması konusundaki tüm önlemlere rağmen fildişi avcılığı halen devam etmektedir.
https://www.instagram.com/suhaderbent/