Organize suç örgütü Sedat Peker, son yayımladığı videoda Kutlu Adalı suikasıtına ilişkin önemli bir iddiada bulundu. Peker, Mehmet Ağar'ın kendisini aradığını ve kardeşi Atilla Peker'in daha sonra Kutlu Adalı'ya suikast düzenlenmesi için Korkut Eken'le birlikte Kıbrıs'a gittiğini ileri sürdü. Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker'in suikastı gerçekleştiremediğini ancak daha sonra Korkut Eken'in suikastı gerçekleştirdiğini iddia etti.
Bu videonun yayımlanmasından saatler sonra Atilla Peker gözaltına alındı. Sedat Peker "Neden Korkut Eken ve Mehmet Ağar'ı gözaltına almıyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Ancak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk'teki programda Atilla Peker'in Kutlu Adalı cinayetinden değil, ruhsatsız silah bulundurmaktan gözaltına alındığını söyledi.
Sedat Peker, Twitter'dan bir açıklama yaparak kardeşinin Kutlu Adalı suikastıyla ilgili ifade vermek istediğini ancak ifadesinin alınmadığını öne sürdü. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Atilla Peker, daha sonra savcılığa giderek Kutlu Adalı cinayetine ilişkin ifade verdi.
Peker ifadesinde, "Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım. Yardımcısı Enver Tosun Yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken Uzi marka silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti” dedi.
Odatv'den Can Özçelik, konuyla ilgili adı geçen Jandarma Emekli Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi ile konuştu. Galip Mendi, ifadedeki birçok noktayı doğruladı.
Mendi'nin Odatv'ye yaptığı açıklama şöyle:
Bu ülkeye 50 yıla yakın zaman hizmet etmiş biri olarak söylenenleri duyunca üzülüyorum. 1994-1996 arasında Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nda görevliydim. 1996 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığına tayinim çıktı. Tayinimden hemen önce gazeteci Kutlu Adalı öldürüldü.
Kıbrıs’taki bir grup Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın devamı gibi görüyordu. Olaydan sonra da sanki bununla bağlantılı gibi gösterilmeye çalışıldı. Bu olayın bizimle uzaktan yakından bir ilgisi yok.
Korkut Eken Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapmış bir büyüğümüz. Saygı duyduğum bir kişi. Kahraman bir subay. Beni de ziyaret etti. Yanında da Atilla Peker isimli kişi vardı. Ama o gün adını bilmiyordum. Onun Sedat Peker’in kardeşi olduğunu sonradan öğrendim.
"Korkut Eken'in yanında bond çanta vardı"
Atilla Peker’in “Galip Mendi ile tanıştım. Sonra yan odada Korkut Eken Uzi marka silahı bana verdi” iddiasına da yanıt veren Galip Mendi, “Korkut Eken’in yanında bond çanta vardı. Ama içinde ne vardı onu bilemiyorum” diye konuştu.
"Korkut Eken bana PKK ile ilgili istihbarat çalışması yapılacağını söyledi"
Mendi, Korkut Eken'in PKK'lıların Kıbrıs'ta tedavi edildiğine ilişkin istihbarat üzerine geldiğini söylediğini aktardı ve devam etti:
O dönem Barış Kuvvetleri Komutanı Hasan Kundakçı’ydı. Korku Eken, Hasan Kundakçı’yla da görüştü. Korkut Eken bana Kutlu Adalı ile ilgili bir şey söylemedi. PKK ile ilgili istihbarat çalışması yapılacağını söyledi. Biz de kendisine Beyaz Renault marka Toros aracı tahsis ettik. Zaten biz Lefke’deydik. Kutlu Adalı Lefkoşa’daydı.
"Beyaz Toros Sivil Savunma Daire Başkanlığınca tahsis edildi"
Kutlu Adalı’nın öldürülmeden önce Aziz Barnabas Manastarı baskınına ilişkin yazılar yazdığını ifade eden Galip Mendi, “Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nın silahlı bir gücü yoktu. Barış Kuvvetleri Komutanlığı bir ihbar alıyor ve PKK’nın o çevreye silah gömdüğü bilgisine ulaşıyor. Orada arama yapılıyor. O aramada kullanılan Beyaz Renault marka Toros araç Sivil Savunma Daire Başkanlığı tarafından tahsis edilmişti. O aramada bu aracın gözükmesinden dolayı da Kutlu Adalı, Aziz Barnabas Manastarı baskınında kullanılan aracın aynı araç olduğunu yazdı” dedi.
"17 AİHM yargıcının karşısında tanık olarak dinlendim"
Kutlu Adalı’nın eşinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu hatırlatan Galip Mendi, “AİHM tarafından ifadem alınmadığı iddia ediliyor. Bu doğru değil. 17 AİHM yargıcının karşısında tanık olarak dinlendim. O dönem Ege Ordu Komutanlığında görevliydim. AİHM yazı yazarak beni dinlemek istemiş. Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, benim gitmemi istedi. Kıbrıs’taki ara bölgede yer alan Ledra Palas’ta 17 AİHM hakimi karşısında ifade verdim. O yargıçlar arasında Rıza Türmen de vardı. Hepsi teker teker sorular sordu. Yaklaşık 2 saat sürdü” ifadelerini kullandı.