Gazeteci İsmail Saymaz, Necip Hablemitoğlu suikastı zanlılarından Levent Göktaş'ın Bulgaristan'da yakalanmasından 3 gün önce yazdığı mektubu canlı yayında paylaştı. Halk TV yayınına katılan Saymaz, Göktaş’ın yakalanmasının ardından mektubu yayınlama kararını aldığını söyleyerek, mektubun bir gazeteye gönderildiğini ancak gazetenin mektubu yayınlamama kararı aldığını aktardı.
Göktaş’ın mektubu yayınlamak için girdiği trafik nedeniyle teknik takibe takılmış ve bu nedenle yakalanmış olabileceğini dile getiren Saymaz, “Benim duyduğum kadarıyla düzenli bir irtibatı yok Türkiye'de. Ama şunca yıllık deneyimle diyorum ki yakın çevresindeki herkesin polis telefonlarını takip ediyor ve onun arayacağı günü bekliyor olmalıydı. Bu nedenle yakalanmış olabilir diye tahmin ediyorum” diye konuştu.
'BU İDDİAYI İHTİYATLA KARŞILIYORUM'
"Ergenekon dosyasında ve kumpasla 5.5 yıl yatmış, milliyetçi, emekli bir subayın Necip Hablemitoğlu'nu öldüren şebekenin içerisinde yer aldığı" iddiasını ihtiyatla karşıladığını söyleyen Saymaz, “Bunun doyurucu bir şekilde açıklanması gerektiğini düşünüyorum yani yapmaz demem, hiç kimse yapmaz demem ama ihtiyatla yaklaşıyorum. Levent Göktaş yakalandıktan sonra bu cinayeti neden azmettirdi, nasıl azmettirdi doyurucu kanıtlarla ikna olabiliriz diye düşünüyorum. İkincisi bu mektupta Levent Göktaş benim anlamadığım argümanlar ileri sürüyor. Bunlardan biri ben Necip Hablemitoğlu ismini bilmiyordum ya bu nasıl mümkün olabilir? Yani dünyadan haberiniz olmaması gerekir. Siz Ergenekon'dan yatmış bir askersiniz, en azından duruşmada duyarsın, bunu da ben ikna edici görmüyorum. Gayri ciddi buluyorum buna açıklama getirmesi lazım" diye konuştu.
'İKTİDARLA GÜÇLÜ BAĞLANTILARI VARDI'
Saymaz, Göktaş’la ilgili de şu bilgileri aktardı:
“Levent Göktaş Ankara'da kudretli bir kişiydi. Ergenekon'dan tahliye edildikten sonra hiçbir zaman diğer askerler gibi muhalif bir yerde tanımlanmadı, diğer muhalif Atatürkçü asker ve subaylar gibi toplumsal hareketlere katılmadı. Siyasal hareketlere katılmadı, aksine milliyetçi muhafazakar kimliği ile devam etti. Hatta kendisi ile beraber cezaevinde kalan ve mücadele eden subaylara biraz kibirle yukarıdan baktı ve aynı yıllarda AK Parti ile yakınlaştı. O kadar ki adı MİT başkanlığında anıldı. Hatta Ankara'da hemen hemen her köşe başında onun belirdiği söylendi. İktidarla güçlü bağlantıları vardı.
'KUŞKUSUZ GÜÇLÜ BİR DESTEK ALDI'
İş adamı İnan Kıraç'ın avukatıdır ve bu avukatlığı nedeniyle Sezgin Baran Korkmaz yurt dışına gittikten sonra Korkmaz’ın hisselerinin İnan Kıraç'a devrini organize eden de kendisiydi. Bu normal avukatlık ilişkisinin ötesinde bir ilişki. Bunu neden söylüyorum Levent Göktaş haziran ayında yanlış hatırlamıyorsam kendisine operasyon yapıldığında ve kaçarken ilk gittiği yer İnan Kıraç'ın holdingi olmuştu. İlginç olan şu, polislerin bindiği asansörle kaçması kadar tuhaf bir olay da varsa İnan Kıraç'ın holdingine girdiğinde içerisinde kamera kaydı da olmaması… Dolayısıyla kendisinin İstanbul'dan bu şekilde ayrılması, Antalya'da günler geçirmesi, Türkiye'den ayrılmasında kuşkusuz güçlü bir destek aldığını düşünüyorum.”
'SINIRDA BULGARİSTAN POLİSİ YAKALAMIŞ'
Yayına daha sonra tekrar katılan Saymaz, Göktaş'ın yakalanmasıyla ilgili de şu bilgileri paylaştı:
"Mustafa Levent Göktaş, Türkiye'den Yunanistan'a yasadışı yollarla geçerken meğer sınırda Bulgar polisi tarafından yakalanmış. Biz daha önce kendisini Yunanistan'da görüntülendiğini yazmıştık ancak Göktaş'a yakın kaynaklar aslında hiç Yunanistan'a gitmediğini, bu ülkenin PKK'ya verdiği destekten ötürü buraya gitmeye soğuk baktığını söylüyor. Dolayısıyla doğrudan Bulgaristan'a geçtiğini anlatıyorlar" dedi.
Saymaz şöyle devam etti:
"Bulgaristan sınırından geçerken yakalanıyor. Bulgar polisine yakalandığında kendisi, "Ben daha önce Türkiye'de Ergenekon Davası'ndan 5.5 yıl cezaevinde kaldım. Şimdide hakkımda yeni bir soruşturma başlatıldı. Bir kez daha cezaevine girmek istemiyorum. Türkiye'ye teslim olduğumda cezaevine yatacağım, bunu istemiyorum" diyor. Bunun üzerine kendisinin Bulgaristan'da kontrollü şekilde kalmasına izin veriliyor. Hatta kendisine bir telefon veriliyor ve kendisi bir evde kalmaya başlıyor. Burada da bir Bulgar avukatla anlaşıyor.
Yaklaşık 4 gün önce Türkiye'deki yakınları ile temas kuruyor. Bu arada Bulgaristan, Göktaş'ın ülkede kalmasına izin verirken Türkiye'yi de haberdar ediyor. Zaten öğrendiğim kadarıyla bizim yetkililer Göktaş'ın Bulgaristan'da olduğunu Bulgaristan'dan öğreniyor. Bunun üzerine kırmızı bülten çıkarılıyor. Kırmızı bülten çıkarıldığı akşam kendisi, benim yayında okuduğum 7 sayfalık mektubu yazıp yakın çevresine iletiyor ve basına ulaştırılmak üzere gönderiyor. Üç gün önce ilk ve son kez temas kuruyor ve kendisi bir tür Türkiye'ye teslim edilmesini bekliyor. Kendisine gösterilen yerde kalıyor ama tabii bu sabah itibariyle Levent Göktaş, Bulgar polisi tarafından gözaltına alınmış. Şu an nezarette tutuluyor. Bir tane Bulgar avukatı var ve Türkiye'ye gönderilmeyi bekliyor.