Murat Yetkin, 19 Ocak’ta Ankara’da AB ülkeleri büyükelçileriyle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sorduğu bir soruna kahkahayla gülenler olduğunu yazdı.
CHP liderinin “Erdoğan ile de konuştunuz, ona ne sordunuz ne yanıt aldınız?”
diye sorduğunu belirten Yetkin, yaşananları şöyle aktardı:
“Masada kahkahayla gülenler olmuş. Çünkü Erdoğan’a soru soramadık demişler. Bir büyükelçi, kaynaklarım isim verilmesini istemediği için veremiyorum, ‘Daha önceki yıllarda bir iki soru sorabilirdik’ demiş; ‘Bu defa bize diskur (nutuk) çekti sadece.’ Toplantıda açılış konuşması yapmayıp doğrudan sorulara geçen Kılıçdaroğlu bunun üzerine AB büyükelçilerine ‘İktidar olduğumuzda sizin eleştirilerinizi de dinleyeceğiz, sorularınızı da yanıtlayacağız’ diye toplantıyı kapatmış.”
Buradaki en ciddi şart Kılıçdaroğlu’nun AB Büyükelçilerine, muhalefet bloku “İktidar olduğunda” demesi. Zaten asıl merak edilen o. Nasıl iktidar olacaksınız? Halkı nasıl ikna edeceksiniz? Altı parti arasında gerçekten uyum var mı? “Her şey çok güzel olacak” gibi sloganlar muhaliflere heyecan veriyor ama “Nasıl?” sorusu ortada duruyor.
İki önemli konu, biri ortak ekonomi politikası
Yani AB büyükelçilerine, sadece onlara da değil, örneğin iç ve dış yatırımcılara “Her şey güzel olacak” yanıtı da yetmiyor, “Komisyon kurup bakacağız” yanıtı da. Onlar da görüyor örneğin ekonominin kötü durumuna rağmen MetroPoll araştırmasında “Ekonomiyi kim daha iyi yönetir?” sorusuna “muhalefet” yanıtı verenlerin “iktidar” yanıtı verenlerden sadece yüzde 1,3 fazla olduğunu ve yüzde 17,6’nın çekinser kaldığını.
Geçenlerde YetkinReport’ta siyaset bilimci Seda Demiralp “Sadece ekonomik kriz iktidara seçim kaybettirmez” diyordu; “Muhalefetin seçmeni daha iyisini yapabileceğine ikna etmesi gerekir”.
Zaten Kılıçdaroğlu AB Büyükelçilerine 6 muhalefet partisiyle birlikte, parlamenter sisteme geçiş için Anayasa değişiklik taslağının son aşamada olduğunu söyleyince gelen sorular ortak bir ekonomik programın da olup olmadığı yönünde olmuş.
Kılıçdaroğlu’nun yanıtı ilginç. AB Büyükelçilerine Ali Babacan’ın DEVA Partisi tarafından başlatılan bir çalışma olduğunu kısa süre sonra bu taslak üzerinde çalışmaya başlayacaklarını söylemiş. Hatırlanacağı gibi, ortak Anayasa taslağı fikrini ilk ortaya atan da Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu olmuştu.
Hukuk devletinin ihyası
İşin bir başka ilginç yanı, toplantının hemen öncesinde Denizli’den dönen CHP’li Faik Öztrak’ın oradaki iş çevrelerinin de “Muhalefetin ekonomik politikasını” merak ettiklerini Kılıçdaroğlu’na iletmesi olmuş. Yani muhalefet de seçmeni sadece “AK Parti ekonomiyi batırdı” söylemiyle kendisine çekemeyeceğinin farkına varmış durumda.
CHP heyeti Ankara’daki AB ülkelerinin büyükelçileriyle toplu halde görülüyor. (Foto: CHP)
Büyükelçiler Kılıçdaroğlu’na Türkiye’de çoğulcu demokrasi, hukuk devleti ve kutuplaşmanın giderilmesi konusunda CHP ve genel olarak muhalefet blokunun ne gibi adımlar atmayı düşündüğünü de sormuşlar. Kılıçdaoğlu da bunların temel mesele olduğunu zaten önceliği ülkeyi tek adam yönetimine sürükleyen mevcut Anayasa’nın değiştirilmesine verdiklerini söylemiş. Kürt sorunu sorulduğunda adresi TBMM olarak gördüğünü yinelemiş.
Terörle Mücadele Yasasında Türkiye’nin 2016’daki sözlerini yerine getirmesi de sorulmuş. Malum, Erdoğan’ın 2016’da AB ile yaptığı göçmen anlaşmasında vize kolaylığı için öngörülen madde buydu. Kılıçdaroğlu AB büyükelçilerine iktidarlarında Türkiye adına verilen bu sözü yerine getireceklerini, gazeteci ve düşünce sahiplerinin terörist olarak hapse atılmasının da bu yolla önleneceği yanıtını vermiş.
Dış politika: NATO’ya bağlıyız
Dış politika en son açılan konu olmuş. Sorular daha çok Rusya-Ukrayna krizi büyürse Türkiye’nin tutumunun ne olacağı üzerine olmuş.
CHP lideri AB büyükelçilerine Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu, iktidara geldiklerinde de NATO kararlarıyla uyum içinde olacaklarını, Rusya ile de ihtiyatlı ve dengeli siyaset izlenmesinden yana olduklarını söylemiş. Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını o da Erdoğan gibi “kabul etmeyeceklerini” söylemiş.
Suriye konusunda ise Kılıçdaroğlu’nun iktidara gelirlerse iki yıl içinde Suriyeli göçmenleri nasıl “kademeli olarak” geri gönderecekleri sorulmuş. Çünkü bu Şam ile diyalogu gerektiren bir konu. Bu konuda CHP’nin daha ikna edici olması gerekiyor.
Belki altı muhalefet partisinin bir çalışma da ortak dış politika konusunda başlatması gerekebilir, hayli zor olsa da.
Ama CHP liderinin AB büyükelçilerine de söylediği üzere, Millet İttifakı ve geniş anlamıyla muhalefet blokunun ortak bir ekonomi programıyla AK Parti’nin mevcut hale getirdiği ekonomiyi nasıl daha iyi yöneteceklerini somutlaştırmaları gerekiyor.