Yetkin yazısında, "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Semerkant’taki Türk Devletleri Topluluğu zirvesinde yaptığı konuşmada “ortak güvenlik konseptinden” bahsetti ve “düzensiz göçe karşı ortak mücadele” vurgusu yaptı. Erdoğan yola çıkmadan önce basına Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’le arasında güven ilişkisi oluştuğunu, bunun da Ukrayna savaşı başta olmak üzere küresel ve bölgesel sorunların çözümüne katkı verdiğini söylemişti. Erdoğan’ın Rusya’yla Türkiye değil lakin liderler arasındaki güven ilişkisine vurgu yapması bilinçli bir tercih; başta biz olmasak, mümkün olmazdı diye de yorumlanabilir. Nitekim Ankara, Moskova’nın daha yeni ilhak kararı aldığı Herson’dan kısmi çekilme kararını memnuniyetle karşılarken bunda payı olduğunu da ima ediyordu." ifadesini kullandı.
Yetkin şunları kaydetti:
"Ara seçimlerin ABD’nin Türkiye siyasetinde fazla değişikliğe yol açmayacağı denklemin görünen yanı. Kongre’de birbirlerine diş bileyen Cumhuriyetçi ve Demokratları birleştiren neredeyse tek şey Türkiye karşıtlığı. Bunu yumuşatan tek şeyse Türkiye’nin Ukrayna krizinde oynadığı rol.
İş gelip Türkiye’ye F-16 satışına Ermenistan lobisi destekli Yunanistan lobisinin koymak istediği “Ege uçuşlarında kullanılamaz” şartına dayanıyor.
Bu durum da “dondurulmuş kriz” sayılabilir. Biden yönetiminin Türkiye’deki seçimlere dek kararını kesinleştirmesi beklenmiyor.
Ancak o süreçte ABD-Türkiye ilişkilerinde şu anda görünmeyen başka etkenler ortaya çıkabilir ve bunlar daha çok Rusya, Kafkaslar ve Orta Asya ile bağlantılı olabilir. Burada İran faktörünü akıldan çıkarmamak, yeni gelişmelere hazırlıklı olmak gerekiyor."