Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekipleri, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında “gaybubet'' olarak adlandırılan evleri tespit etti ve operasyon yaptı. Operasyonda bir şüpheli, polis ekiplerine kimlik göstermek istemedi. Kimliğin sahte olduğunu anlayan ekipler, şüphelinin, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nden hakkında aranma ve yakalama kararı bulunan, Odatv ve Şike kumpaslarının hakimi Hikmet Şen olduğunu belirledi.
Gazetecileri aylarca hapiste tutan kararlara imza atan Hikmet Şen, Soner Yalçın'ın tahliye edildiği duruşmada da karşı oy kullanmıştı.
Ancak Şen'in öyle bir hikayesi var ki "kripto FETÖ'cü" nedir sorusunun yanıtı gibi...
Odatv duruşmalarından birinde mahkeme arası verildiğinde Hikmet Şen, gazeteci Soner Yalçın'a seslendi. Elinde Soner Yalçın'ın hapiste yazdığı Samizdat kitabı vardı. "Kitabı benim için imzalar mısınız" dedi. Soner Yalçın ise "siz beni yargılayan hakimsiniz, imzalarsam yanlış anlaşılır" diye yanıt verdi ve kitabı imzalamadı.
Tüm sanıklar Silivri Cezaevi'ne götürülürken ana konu buydu.
Ancak Cezaevi yolunda Hanefi Avcı tecrübeli bir polis olarak nasıl tersten okuduğunu gösterdi.
Yaşanan diyalog şöyleydi:
"Soner Yalçın: Demek hakimlerin hepsi Fethullahçı değil. Baksanıza bana kitap imzalatmak istedi.
Hanefi Avcı: Tam tersine. Onları tanırım. Eğer Fethullahçı olmasaydı, buna cesaret bile edemezdi."
Gerçekten de Soner Yalçın'ın tahliyesi aylar sonra gerçekleşirken aleyhte oyu olan tek hakim Hikmet Şen'di.
Odatv davasında sanıklara "kaçma şüphesi" var diyerek aylarca tutukluluk kararı veren Şen, kendisi aylarca kaçtıktan sonra sahte kimlikle yakalandı.