"Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" tanımı 7269 sayılı Afetler Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca hazırlanan yönetmeliğe göre yapılıyor.
Yönetmelikle yaşanmış ya da yaşanması muhtemel felaketlerin, ilgili yerin genel hayatına etkili olup olmadığının belirlenmesi için gereken kriterler belirleniyor.
Yönetmelikte kaç nüfuslu yerleşimde, kaç binanın yıkılması ya da oturulamayacak kadar zarar görmesi halinde, afetin yerleşimin genel hayatına etkili sayılacağı belirleniyor.
Olası afetlerin genel hayata etkili olup olmadığının tespitinde dikkate alınan diğer kriterler ise şöyle;
Afet sebebiyle ölü veya ağır yaralıların bulunması, Tarım ürünlerinden en az üçte birinin zarar görmüş olması, Büyük ve küçükbaş hayvanın telef olması, O yerde kışların çok şiddetli ve inşaat mevsiminin kısa süreli olması, O yerdeki kamu tesislerinin (Yol, su, elektrik, kanalizasyon v.s.) kullanılamayacak veya çalışamayacak derecede hasar görmüş olması, Ulaşım imkanlarının çok sınırlı olması.
Bir yer Afet Bölgesi ilan edildiğinde, orada yaşayanlara sağlık hizmetleri tamamen ücretsiz götürülüyor. Bölgedeki ordu birlikleri, kendilerinden istenenleri yapmak zorunda kılınıyor.
Yapılardaki hasarı tespit etmek amacıyla gerekirse bütün illerden teknik heyetler görevlendirilebiliyor. Bunun için ilgili bakanlıklar hükümet tarafından Afet Bölgesi'nde görevlendiriliyor.
Yönetmelikte bölgedeki kişilerin, devletin ilgili birimleri tarafından bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi öngörülüyor, Kamu personeline de düzenli bir şekilde yolluk, harcırah ve avans ödemesi yapılıyor.
Bölgedeki her bir ailenin, her bir bireyinin psikolojik ve sosyolojik tedavisi için sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar görevlendiriliyor.
Tüm maddi kayıplar devlet tarafından ödeniyor, binaların yıktırılması ya da boşaltılması gereken hallerde bu durum mal sahibine bildiriliyor. Mal sahibinin bu karara üç gün içinde itiraz etme hakkı bulunuyor.