ABC Haber Merkezi
Orta Vadeli Program kapsamında "Öğretmen niteliklerinin arttırılmasını" sağlamak için Mehmet Şimşek 2020 yılına kadar Öğretmen Akademisinin kurulmasını gündeme getirmişti. Öğretmenler bu sistemle atandıkları yere gitmeyecek, bulundukları yer neresi ise orada bir okula gidecek, çalışacak, staj geçirekler ve bu dönem bittikten sonra evi neredeyse ya da bitirdiği okul neredeyse orada yeniden okula alınacak, yazın da oluşturulacak Öğretmen Akademisi'nde meslek içi eğitime tabi tutulacak.
'KURMAY ÖĞRETMEN'
"Öğretmen niteliklerinin arttırılmasını" sağlamak için Öğretmen Akademi'lerinin kurulmasının gündeme gelmesi üzerine Sabah gazetesi köşe yazarı Şeref Oğuz 'Kurmay Öğretmen' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Şeref Oğuz'un yazısında "Bana göre bu, orta vadeli programdaki en önemli uzun vadeli plandır ve gereklidir. Zira belki de Cumhuriyet tarihimizin en gevşek öğretmen nesline çocuklarımızın istikbali teslim durumdadır." demesi üzerine Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım açıklama yaptı.
Yıldırım açıklamasında,"Şeref Oğuz'un yazdığı yazının içeriği kalitesini ortaya koyuyor. Yani bu kadar kalitesiz insanların gazetelerde yazı yazmaya başlaması zaten Türkiye'deki basın sektörünün nereye ulaştığını göstermesi açısından iyi bir örnek. Öğretmenlere dil uzatmak için önce kendisinin aynaya bakması lazım. Gevşeklik arıyorsa çok fazla uzağa gitmesine gerek yok" diyerek Oğuz'un yazısını eleştirdi.
'KİMSENİN ÖĞRETMENLERE SÖZ SÖYLEME HAKKI YOK'
Yıldırım, "Öğretmenler Akademisi konusu yıllardır her hükümetin, her siyasetçinin gündemine getirdiği olay. Her ne kadar kelime öğretmenlerin daha iyi yetiştirilmesi gibi düşünülse de Türkiye'de öğretmen sisteminin Köy Enstitülerinden bu yana doğru oturtturulmuş bir yeri yok. Türkiye'deki tüm öğretmenler şu anda birçok meslek sektöründeki yetişmiş elemanın çok üzerinde bir eğitim almıştır. Üniversite sınavlarında öğretmenler birçok mühendislik, tıp ve hukuk gibi bölümlerle puan düzeyinde yarışmaktadır. Bu kadar yüksek puanla alınan öğretmenlik mesleği, değer ve itibar görmemektedir. Bu da siyasi partilerin uyguladığı en kötü stratejidir. Siz öğretmenlerin varolan niteliklerini biraz daha geliştirmek istiyorsanız önce öğretmenlere hakettiği değeri vereceksiniz. Öğretmenlerimizin kalitesi, niteliği ile ilgili kimsenin söz söylemeye hakkı olduğunu düşünmüyoruz. Öğretmenler yeni teknolojilerle geliştirebilir. Ama eğitim sistemindeki sorun öğretmen sorunu değildir" ifadelerini kullandı.
'BU YAZARIN KÖŞE YAZISI YAZMAKTAN VAZGEÇMESİ GEREK'
Şeref Oğuz'un yazısının altındaki öğretmenlerin kendi alanlarda girdikleri sınavda 50 soru için yaptığı netleri gösterip sonuç ortada demesi üzerine Orhan Yıldırım, "Yani bir öğretmenin kendi alanı ile ilgili olan sınavda yaptığı soruların netliği öğretmenlerin sadece belli bir kısmı ile örneklendirilebilir. O zaman her meslek grubunu aynı şekilde değerlendirmek lazım. Mesela söz konusu Sabah gezetesi yazarını kaç kişi okuyor. O zaman bu yazarın köşe yazısı yazmaktan vazgeçmesi gerekir. Bir öğretmenlik mesleğini sadece yaptığı soru üzerinden denklem kurarak, niteliksiz ya da niteliği yeterli değil demekle olmaz. Hakarete varan 'gevşek' kelimesini kullanan bir gazetecinin kendi kelime haznesine bakması gerekir. Kendisinin Türkçe kelime haznesinin ne kadar kıt olduğu belli. Eğitimdeki sorunun ana kaynağı öğretmen değildir. Öğretmenlerin nasıl yetiştireleceği konusu belki de Türkiye'deki eğitim sistemi içerisindeki en son sıralarda ele alınması gereken konudur. Biz öğretmenler tartışılmasın demiyoruz. Öğretmen şuanki aldığından bir tık daha yukarı çıkarmak için ele alınabilir. Ama öğretmenlere sanki sokaktan toplanıyor gibi bir tarzla yaklaşılması kadar vahim bir hata olamaz"dedi.
CUMHURBAŞKANININ AKŞAMDAN SABAHA ALDIĞI KARARLA OLMAZ
Yıldırım sözlerini "Bakanlığın yapacağı ilk iş öncelikle evde atanmayı bekleyen 400 bine yakın öğretmenin ataması yaparak öğretmen ile öğrenciyi buluşturmaktır.Öğretmenlerin gelişimi ile ilgili bi durum varsa da bu Cumhurbaşkanımızın akşamdan sabaha aldığı kararla değil. Doğru bir sisitemle öğretmenlerimizi daha yukarıya nasıl çıkarırız olması lazım. Ama bunun yolu asla bu gevşek yazarın dediği kelimeler üzerinden olamaz" diyerek sonlandırdı.