Gezi direnişi davasının ikinci duruşması Silivri'de görülüyor. Yüzlerce kişi, Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı, 16 sanığın ağırlaştırılmış müebbet istemiyle hakim karşısına çıktığı duruşma için Silivri'de.
İlk duruşmada, savunmasını yapan kişiler iddianamedeki suçlamaların somut delillere dayandırılmadığını ve gerçekleri yansıtmadığını vurguladı. Aksakoğlu'nun avukatı Turgut Kazan iddianame hakkında, "TCK 312. madde (hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs) bakımından bırakın yasayı hukuku, akla ziyan bir metindir." ifadesini kullandı.
Mahkeme heyetinin yerini almasının ardından, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın müdafii Fikret İlkiz söz aldı. Avukat İlkiz şunları kaydetti:
"Bu olayların, TC Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya engel olmayı hedefleyen, bugüne dek benzeri olmayan 'sui generis' bir yapıyı haiz olduğu, ülkemizin sosyal nicelik ve şartlarını bilerek bunu sahaya yansıtmakta mahir olmuştur' deniyor. Yani bunlar, daha önce karşılaşılmamış Gezi olaylarını nasıl değerlendirdiklerini gösteriyor.
Sivil itaatsiz eylemlerle, devlet açısından olumsuz anlaşılan bir kapı araladığını söylüyor. Bu kapıları tutanlar savcılardır, eğer siz bu kapıları tutamıyorsanız yazamazsınız. Bizim anlamaya çalıştığımız, üstüne konuşmamız gereken bir dil meselesi var. Türkçe ne anlama geldiği anlaşılamadığı için böyle iddianameler karşımıza çıkıyor. Yıllar önce dönemin Adalet Bakanı bir TV konuşmasında 'iddianamelerin kalitesiz' olduğundan bahsetmişti. 1960 ve 80 darbelerinde olduğu gibi TC devletini zora sokarak hükûmetin görevini engellemeye teşebbüs ettikleri, erken seçime zorlamak istedikleri, gerçekleşmezse Suriye ve Mısır'da olduğu üzere iç savaş ve darbe ortamına zemin hazırlamak gayretinde olmak üzere" deniyor."
Nupelda ve Ayaz’ın yaşadığı yer görüntülendi
'BIRAKIN YASAYI, HUKUKU AKLA ZİYAN BİR METİNDİR'
Mahkeme Başkanı Mahmut Başbuğ, avukat savunmalarının bugün bitirilmeye çalışılacağını söyledi. Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay'ın müdafii Fikret İlkiz söz aldı. Avukat Fikret İlkiz, " 19 Şubat 2019 tarihli iddianamenin 23. sayfasından başlamak üzere 24. sayfada asıl iddia anlatılıyor. Deniyor ki "Kamuoyunda Gezi Parkı eylemleri olarak bilinen eylemleri aslında kalkışma eylemleri olarak değerlendiriyorum. Hemen ardından sıraladığı telefon görüşmelerini 'provokatif konuşma', 'etki ajanlığı' olarak değerlendiriyor ve 'ülkemiz için ne kadar vahim olduğu anlaşılmıştır' deniyor. İddianame, Arap Baharı'ndan, eylemlerin 2011'de başladığından, bu zamandan beri eylemler düzenlendiğinden bahsediyor ve "Hükümeti 27 Mayıs'ta olduğu gibi sokak eylemleriyle devirmek istemişlerdir." diyor. İddianame, 27 Mayıs öncesi hükümetle mevcut hükûmet arasında benzeşme olduğunu ileri sürüyor. Eylemlerin, bir kalkışma gayretiyle planlandığı hükümete yönelik işlenen suçlar konusunda yönlendirme yapıldığı, kalkışma hareketinin asıl sebebinin AKP hükümetinin iç ve dış politikalarla ülke içindeki alt yapı çalışmaları olduğunu ileri sürülüyor. İddianame Gezi'yi "Türkiye Cumhuriyeti devletine diz çöktürme operasyonu" olarak ifade ediyor. Bu savcı - artık hangi savcılıksa- 2011 yılından beri bu eylemleri biliyor. Silahlı terör örgütlerine benzeyen, legal ve illegal yapıları bünyesinde eritip kontrol altına alabilen bir kalkışma/düzenleme hatta örgütlenme olduğunu, algı ile yönlendirdiğini, dünyada diğer Krallıkla yönetilen ülkelerde bu tip yapılanmaya benzerliğinden bahsediliyor . Ve iddianame Gezi Parkı'ndan "sui generis" olarak bahsediyor. Bunları iddianameye karşı bir eleştiri getirebilmek için okuyorum."
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 657 sayfalık iddianamede, Kavala’nın yanı sıra şüpheli olarak Memet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı, Can Dündar, Ayşe Pınar Alabora, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi, Mine Özerden, Ali Hakan Altınay, Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman da yer alıyor. 16 isim için ‘Türkiye Cumhuriyet hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs’ ve ‘Gezi olaylarını finanse etmek’ suçlamalarıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Gezi Parkı direnişine ilişkin soruşturmaları başlatan dönemin yetkili savcısı Muammer Akkaş 17-25 Aralık süreci sonrası FETÖ soruşturmaları ile görevden alındıktan sonra şimdi firari durumda. İkinci iddianamede yer alan delillerin de neredeyse tamamı Akkaş'ın toplattırdıklarından oluşuyor.
ARA MÜTALAA
Savcı, ara mütalaasında hakkında yakalama kararı olan sanıkların istinabe yoluyla ifadelerinin alınması taleplerinin reddine, yakalama kararlarının infazının beklenmesine ve Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme karar için ara verdi.