Ali Kaya Soysal
Kartal, üç gün önce oynadığı D.Kiev maçının ilk onbirinden 4 değişik isimle sahaya çıktı: Necip, Ömer, Olcay ve Cenk. Biliyorsunuz, anlamı değişik rotasyon terimini kullanmıyorum. Şenol Hoca kadrodaki alternatiflerini kullanmak istedi, doğru da düşündü maç öncesi. Cenk ve Necip gayretliydi, çok çalıştılar, ancak son yılların en kötü ilk devresini oynayan Beşiktaş'ta Olcay ve Ömer bir başka kötüydü. Bu ilk yarı sahada hiç yoktu siyah-beyazlılar, topa sahip olmada rakibine göre % 70'e 30 üstünlük kurmalarına rağmen, temposu düşük, pas hatalarıyla dolu, şutsuz, pozisyonsuz bir performans ortaya koydular. Buna karşılık Rizeliler iyi kapanıp kontra ataklarla çıkmayı denediler, özellikle Avusturyalı oyuncuları Jantscher ve ona ayak uydurmaya çalışan Oğulcan ile.
***
Beşiktaş adına çöpe giden 45 dakikadan sonra hoca doğru olanı yaptı. Dökülen Olcay ile Ömer'i çıkartıp, Quaresma Aboubakar ikilisini sahaya sürdü. Bu değişiklik semeresini hemen gösterdi. Beşiktaş zaten rakip yarı alanda oynadığı maçı ceza alanı içine taşıdı dersem fazla abartmış olmam. Öyle ki, sırasıyla 52, 54, 57, 59, 62 ve 64. dakikalarda girilen tam 6 pozisyon var ve bunların çoğunun içinde yeni transfer Aboubakar'ı gördük.Kamerunlu futbolcu talihsiz miydi, beceriksiz mi,yetersiz mi, buna ilerleyen haftalarda hep birlikte karar vereceğiz, ama şu tesbiti hemen yapabilirim; Aboubakar'ın rakip defansı dağıtıcı özelliği takımı adına büyük avantaj. Yanına yaklaşan Cenk'e ve o bölgede oynayacak diğer oyunculara bir çok boş alan, dolayısıyla gol pozisyonları yaratır. Bu nedenle Kiev maçında Cenk oyuna girerken Aboubakar'ın çıkmasını eleştirmiştim. Beşiktaş baskısını o kadar arttırdı ki, Necip ve Tosiç bile pozisyona girdi. 88'de Aboubakar bir gol daha kaçırınca tüm Beşiktaşlıları beraberlik endişesi sardı. Ama 90+3 de üçüncü değişiklik olarak oyuna giren Adriano sahneye çıktı ve 25 metreden sol füzesi kalenin sağ üst köşesine gitti. Aslında bu gol sabrın, oyun disiplininin, konsantrasyonun ürünüydü ve çok önceki bölümlerde ulaşılması gereken galibiyetin gecikmiş versiyonuydu. Ama olmasa ne olacaktı? Hak edilmiş bir maçta 2 puan yitirilecek, "tabela yazarları" devreye girecek, Şenol Güneş eleştirilecekti.
***
Beşiktaş'ın en iyisi kimdi diye sorarsanız, herkesin döküldüğü ilk yarıda bile ayakta kalmayı başaran, ikinci 45'de ise takıma müthiş bir ofansif katkı veren Atiba idi. D.Kiev maçında sahaya kaptan olarak çıkan Kanadalı, karakteri, ilk onbirin değişmez adamı olması, arkadaşları tarafından sevilip, sayılması, yabancı dilleri özellikleriyle takımın değişmez kaptanı olmalı. Tosiç, Caner ve Necip bana göre Atiba çizgisine yaklaşan diğer başarılı oyunculardı. Kalede Fabricio'ya pek iş düşmedi dünkü maçta, ancak arka arkaya 3. maçını oynadı dün akşam. Bir başka ifadeyle Tolga 3 maçtır yedek. Şenol hocanın bu dengeye dikkat etmesi gerekir eski bir kaleci olarak.
***
Sonuç olarak zorlu Karadeniz deplasmanına sıkışık maç takvimi içinde yorgun gelen siyah-beyazlılar, geniş kadrosunun faydasıyla "son nefeste" de olsa 3 puanı aldı ve milli maç arasında dinlenme dönemine moralli girdi..