Glokom, dünya genelinde körlüğün en yaygın sebeplerinden biri olarak kabul edilmektedir. İlk başlarda belirgin bir belirti vermeyen bu hastalık, zamanla görme kaybına yol açabilir ve tedavi edilmediği takdirde kalıcı körlüğe neden olabilir. Uzmanlar, glokomanın erken dönemde tespit edilmesinin ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmasının, görme kaybını önlemek açısından eleştiri olduğunu vurguluyor.
Glokom, göz içindeki sıvının normalden daha yüksek bir basınca neden olmasıyla ortaya çıkan bir hastalık olarak dikkat çekiyor. Gözdeki basıncın (göz tansiyonunun) artması, göz sinirlerine zarar vererek, görme kaybına yol açar. En yaygın türü olan açık açılı glokom, çoğu zaman belirgin bir semptom göstermediği için "sinsi hastalık" olarak adlandırılır. Glokom tedavi edilmediğinde, görme kaybı başlar ve ilerledikçe kalıcı körlükle sonuçlanabilir.
Göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, glokomanın erken tanısının önemine dikkat çekiyor:
"Glokom, başlangıçta herhangi bir belirti göstermeyebilir, bu da hastaların hastalıklarını fark etmeden senelerce ilerlemesine neden olabilir. Erken teşhis, görme kaybının önlenmesi açısından çok önemlidir. Bu yüzden 40 yaşından sonra düzenli göz kontrolleri yapılmalıdır."
 "GLOKOM NEDİR VE NASIL GELİŞİR?"
Glokom, tedavi edilmediğinde göz sinirine kalıcı zararlar verebilir. Zamanla, görme alanı daralır ve sonunda körlük oluşabilir. Araştırmalar, glokomun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu, ama hastaların düzenli olarak göz muayenesi yaptırmamaları durumunda görme kaybının irreversible (geri dönüşümsüz) olabileceğini göstermekte.
 "GLOKOMDAN KORUNMA YOLLARI"
Amerikan Göz Derneği'nin (AAO) yaptığı bir çalışmaya göre, glokomun erken evrelerinde göz içi basıncının kontrol altına alınması, görme kaybının önlenmesinde %90 oranında başarı sağlıyor. Ancak hastalık ileri evreye geldiğinde, tedavi çoğu zaman yalnız mevcut görme kaybını stabil tutmaya yönelik olur, yeni görme kaybının önüne geçmek daha zor hale gelir. Çeşitli klinik çalışmalarda, glokom tedavisinde erken müdahalenin görme kaybını önleyebileceği ve hastaların yaşam kalitesini artırabileceği yayınlandı. Örneğin, İngiltere'deki bir araştırmada, glokom tedavisinin görme kaybını %70 oranında engellediği bulunmuş oldu.
"GLOKOM TEDAVİSİNDE ERKEN MÜDAHALE"
Kimler glokom riski altında? Glokom, her yaşta görülebilse de bazı risk faktörleri hastalığın gelişme olasılığını artırır:
- Yaş: 40 yaş ve üstündeki bireyler glokoma daha yatkındır.
- Aile Geçmişi: Ailede glokom öyküsü olan bireylerin hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.
- Yüksek Göz Tansiyonu: Göz içi basıncı normalden yüksek olan kişilerde glokom gelişme riski daha fazladır.
- Kısa Süreli Görme Kaybı: Göz tansiyonu yükseldiğinde geçici görme kaybı yaşamak, hastalığın emaresi olabilir.
- Şeker Hastalığı: Diyabet hastalarında glokom riski artar.
Göz sağlığı uzmanı Dr. Zeynep Kaya, glokom riski taşıyan bireylerin daha dikkatli olması gerektiğini belirtiyor:
"Eğer ailede glokom öyküsü var ise, 30 yaşından sonra düzenli göz muayeneleri yapılmalı. Ayrıca, şeker hastalığı gibi sistemik hastalıkları olan bireyler de glokom açısından daha yüksek risk altındadır."
 "GLOKOM RİSKİ VE RİSK FAKTÖRLERİ"
Glokomun erken evrelerinde çoğu zaman belirgin bir semptom görülmez. Bu yüzden hastalar, göz tansiyonunun yükseldiğinden habersiz olabilirler. Ancak hastalık ilerledikçe bazı belirtiler ortaya çıkabilir:
- Görme alanında daralma
- Gözde ağrı veya baş ağrısı
- Bulanık görme
- Gözde kızarıklık
- Gece görme zorluğu
Erken tanı için göz içi basıncı ölçümü (tonometri), görme alanı testi (perimetri) ve optik koherens tomografi (OCT) gibi testler yapılır. Bu testler, göz sinirlerinin durumunu ve göz içindeki basıncı değerlendirir.
 "GLOKOMUN BELİRTİLERİ VE TANİ YÖNTEMLERİ"
Glokom tedavisinde amaç, göz içi basıncını kontrol altına almak ve göz sinirine zarar vermesini engellemektir. Tedavi şekilleri şunları içerebilir:
- İlaç Tedavisi: Glokom tedavisinde en yaygın yöntem, göz damlaları veya ağız kanalıyla alınan ilaçlarla göz içi basıncını düşürmektir.
- Lazer Tedavisi: Lazer tedavisi, gözdeki sıvı drenajını artırarak göz içi basıncını düşürmeye yardımcı olabilir.
- Cerrahi Müdahale: İleri evre glokomda, cerrahi yöntemler gerekebilir. Bu cerrahiler, gözde sıvı drenajını artırmayı veya göz içindeki basıncı düşürmeyi amaçlar.
 "GLOKOM TEDAVİ YÖNTEMLERİ"
Glokomun tam olarak önlenmesi mümkün olmasa da, bazı adımlar hastalığın gelişme riskini azaltabilir:
- Düzenli Göz Kontrolleri: 40 yaşından sonra yılda bir kez göz muayenesi yaptırmak, erken tanı için çok önemlidir.
- Sağlıklı Yaşam Tarzı: Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir kiloyu korumak ve dengeli beslenmek, göz sağlığını iyileştirebilir.
- Sigara ve Alkolden Kaçınma: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, glokom riskini artırabilir.
Glokom, erken tespit ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Ancak, belirtilerinin sinsi bir şekilde gelişmesi sebebiyle düzenli göz muayeneleri ve dikkatli bir yaşam tarzı benimsemek büyük önem taşır. Özellikle glokom riski taşıyan bireylerin göz sağlığına dikkat etmeleri ve düzenli kontrol yaptırmaları, görme kaybını önlemede eleştiri bir adımdır. Uzmanlar, göz tansiyonunun yükseldiği tespit edilen kişilerin zaman kaybetmeden tedaviye başlamalarının hayati önem taşıdığını belirtti.