Altaylı yazısında,
"Fatura yavaş yavaş belirmeye başladı. Faizleri 5 puan aşağı çekeceğim diye başlatılan 'zırvalıklar' zincirinin sadece faizdeki yüksek faturası ortaya çıkıyor. 2021 Eylül’ünde başlayan faiz indirimi tutkusu öncesi dolar kuru 8.5 TL civarındaydı. Aralık ayında faizlerde son indirim yapılıp, Merkez Bankası gösterge faizi 14’e düşürüldüğünde ise dolar kuru 18 TL’ye dayanmıştı. Bunun üzerine panik önlemleri başladı ve kur korumalı mevduat diye bir şey çıkarıldı. Bu mevduata banka yüzde 17 faiz verecek eğer dönem sonunda döviz kurları yüzde 17’den fazla artmış ise aradaki farkı Hazine ödeyecekti. Yani parası olanların parasını korumak için parası olmayanların ödediği vergiler kullanılacaktı. Teşvikler ve zorlamalar sonucunda kur korumalı mevduata 1 trilyon TL civarında bir para yatırıldı. Ve dönem sonu gelirken görülüyor ki, kur korumalı mevduatın getirisi yüzde 56 civarında bir şey olacak. Yüzde 19 olan faizin yüzde 14’e düşürülme çabası, gerçek faizin yüzde 19’dan yüzde 56’ya çıkmasına neden oldu."
ifadesini kullandı.
Altaylı şunları kaydetti:
"Ve aradaki farkı, yani şimdilik hesaplanan 370 milyar TL’yi büyük bölümünü ücretlilerin ödediği vergiler kapatacak. Faiz 5 puan düşürülecek diye 37 puan artarken, para sizlerin cebinden çıkacak. Tabii bu sadece faiz kısmı. Faiz indirimi yapıldı zannederken artan kurlardan kaynaklanan tüm zamlar, üç katından fazla artan akaryakıt ve tüm enerji fiyatları, çarşı pazardaki fiyat artışları zaten sizden çıktı bile. Bu 370 milyar TL onun üzerine çıkacak olan. Bugün bunun adına ekonomi yönetimi deniyor. Ve muhtemelen gelecek kuşaklar bugünleri gülerek anacaklar. Biz ise ağlayarak hatırlıyor olacağız."