Bilgiç’in “Size konuşmanın tam metnini iletmelerini söyledim. Metni okuyunca göreceksiniz ki, sizin bahsettiğiniz hususların tamamına yakını Sayın Bakan’ın konuşmasında yer alıyor. Siz medyaya yansıyan bölümünü görüp yorum yapmışsınız lakin metni okuyunca iki ülke arasındaki sorunlara da değindiğini ve bu sorunların ortadan kalkması şartına bağlı olarak bir işbirliğinden söz ettiğini göreceksiniz” sözlerine karşılık Yunanistan’ın adaları silahlandırmasını hatırlattığını belirten Altaylı, “Bunu anlattık mı?” diye sorduğunu ifade etti.
Bilgiç’in, “Konuşmasında bu konu yani Ege konusu yer almıyordu. Daha çok soru cevap şeklinde oldu. Ege ve Yunanistan konularında soru soran olmadı” dediğini aktaran Altaylı, yazısının devamında şu eleştirilerde bulundu:
“Nedense ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ denecek kadar tırmanmış bulunan Ege meselesine ve ABD’nin Ege’de Yunanistan’ı yüreklendiren tavrına hiç girmemiş. Oysa Türkiye her platformda, özellikle de CFR gibi yerlerde Ege’deki haklılığını anlatmak zorunda. Yunanistan, buradaki hukuka aykırı durumunu sadece anlaşmalardaki belirsizliğe değil, Türkiye’nin saldırgan olduğunu iddia ettiği tutumuna bağlıyor.
Bir NATO üyesi, bir diğer NATO üyesinin kendisine saldırabileceği iddiası ile, Türkiye'nin burnunun dibindeki adaları silahlandırıyor. Bunu da ilgili anlaşmada Türkiye’nin taraf olmamasına bağlıyor. Oysa bu adaların silahlandırılmamasının gerekçesi anlaşmaya taraf olmasa dahi Türkiye’nin kaygıları. Türkiye’ye yakın Doğu Ege adalarının silahsız olması herhalde Amerika Birleşik Devletleri’nin güvenliği ile ilgili bir durum değil. Biz bunu anlatmak yerine “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyerek Yunanistan’ın “Saldırgan Türkiye tezini” güçlendiriyoruz. İçeride büyüttüğümüz bu mevzudan dışarıda tek kelime bile etmiyoruz. Bana garip gelen bu. Bu yüzden yarın Pelosi GKRK gelir, oradan da Dedeağaç’a gider dedim. Ama yine anlatamamışım derdimi.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.