Haftanın Kitabı: Zanaatkar

ABC Kitap'a ulaşmak için iletişimabcgazetesikitap@gmail.com-------------------------------------------ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için "Yeni Çıkanlar / Editörün Seçtikleri / Haftanın Kitabı / ABC En Çok Satanlar Listesi" kategorilerini...

ABC Kitap'a ulaşmak için iletişim
abcgazetesikitap@gmail.com
-------------------------------------------

ABC Kitap editörleri, bu hafta da sizler için "Yeni Çıkanlar / Editörün Seçtikleri / Haftanın Kitabı / ABC En Çok Satanlar Listesi" kategorilerini oluşturdular.

“Elinizdeki bu kitap maddi kültür hakkındaki üç kitabın ilkidir, her biri kendi ayakları üzerinde durmayı amaçlamış olsa da, üçü de Pandora’nın kutusunda yer alann tehlikelerle ilgilidir. Bu kitap zanaatkarlık yani eşyaları güzelce yapabilme becerisi hakkındadır. İkinci kitap saldırganlığı ve fanatizmi yönlendiren ritüellerle ilgili hünerlere yöneliktir; üçüncüsü de sürdürülebilir çevrelerde yerleşme ve yapım bakımından gerekli becerileri keşfetme peşindedir. Üç kitap da teknik konusunu ele alıyor.;ancak teknik akılsız bir işlem olmaktan ziyade kültürel bir konu olarak değerlendiriliyor; her kitap belirli bir hayat tarzını idame ettirmekle ilgili bir teknik hakkındadır."

HAFTANIN KİTABI


Richard Sennet
Çeviren:Melih Pekdemir
ZANAATKAR
Ayrıntı Yayınları

Zanaatkâr, temel bir insani içgüdüyle ilgilidir: bir işi başka bir şey için değil de yalnız o iş için yapmak. Sözcük, endüstri toplumunun gelişiyle yitmekte olan bir yaşam tarzını akla getiriyor olsa da, zanaatkarın dünyası maharetli el emeğinin çok ötesine, bugüne, bütün insan uğraşlarına uzanıyor. Dolayısıyla, bu kitap bilgisayar programcısının, doktorun, ebeveynlerin, kısacası her yurttaşın iyi zanaatkârlığın değerlerini öğrenerek neler kazanacağını anlatıyor. 

Yazdığı kitaplar içinde en tutkulusu olan Zanaatkâr'da günümüzün en parlak düşünürlerinden R. Sennett, antikçağın duvar ustalarından Rönesans'ın sarraflarına, Aydınlanma dönemindeki Paris matbaalarından Endüstri Devrimi döneminin Londra fabrikalarına uzanan araştırmalarıyla, zanaatkârların yaptıklarını ve yapma biçimlerini irdeliyor; etik değerlerle maddi emek arasında bağ kuruyor ve günümüze kadar gelerek iyi iş denen şeyin anlamını masaya yatırıyor. 

Tarih boyunca teoriyle pratik, teknikle dışavurum, zanaatçıyla sanatçı, üreticiyle kullanıcı arasında fay hatları oluştu; ancak modern toplumla birlikte bu tarihsel mirasın izleri silinmekle kalmadı değerler de unutulmaya yüz tuttu. Halbuki zanaat ve zanaatkârın geçmişi bize aynı zamanda araçları kullanmanın, işi örgütlemenin, malzeme hakkında düşünmenin başka yollarını gösterdiği gibi hayatı nasıl yaşamak gerektiği hakkında güzel öneriler sunuyor.

R Sennet, kitabın önsözünde kitaba ilişkin şöyle diyor;

“Elinizdeki bu kitap maddi kültür hakkındaki üç kitabın ilkidir, her biri kendi ayakları üzerinde durmayı amaçlamış olsa da, üçü de Pandora’nın kutusunda yer alann tehlikelerle ilgilidir. Bu kitap zanaatkarlık yani eşyaları güzelce yapabilme becerisi hakkındadır. İkinci kitap saldırganlığı ve fanatizmi yönlendiren ritüellerle ilgili hünerlere yöneliktir; üçüncüsü de sürdürülebilir çevrelerde yerleşme ve yapım bakımından gerekli becerileri keşfetme peşindedir. Üç kitap da teknik konusunu ele alıyor.;ancak teknik akılsız bir işlem olmaktan ziyade kültürel bir konu olarak değerlendiriliyor; her kitap belirli bir hayat tarzını idame ettirmekle ilgili bir teknik hakkındadır. Projenin tamamı ise üretken kullanım hakkında ortaya koymaya çalıştığım kişisel bir paradoksu içeriyor. Ben, ağaç işlemeciliği, askeri tatbikatlar ya da güneş panelleri gibi sorunlar hakkında sorular soran felsefe zihniyetine sahip bir yazarım.

….

Batı uygarlığı kafa ve el arasında bağlantı kurmada, zanaatkarlık eğilimini fark etmede ve cesaretlendirme de epey köklü sıkıntılara sahiptir. İşte bu zorluklar kitabın birinci bölümüde ele alınıyor…Zanaatkarın kullandığı malzemeler konusunda bilinçlenmesi ise tuğla yapımının Mezopotamya’dan günümüze uzanan ve cansız şeyler üzerine isimsiz işçilerin de kendi izlerini bırakabileceğini gösteren o uzun tarihinde ortaya çıkıyor…

İkinci bölümde ise becerinin gelişimi daha yakından sergileniyor. Burada tartışmalı iki iddia ileri sürüyorum; Birincisi, bütün beceriler hatta en soyut olanları bile bedensel pratikler olarak başlar; İkincisi, teknik kavrayış tahayyül gücü aracılığıyla gelişir. Birinci iddia, dokunma ve hareket aracılığıyla elde kazanılan bilgi üzerine odaklanıyor. Tahayyül hakkındaki iddia ise, bedensel beceriyi yönlendirmeye ve kılavuzluk etmeye çabalayan dilin açığa çıkarılmasıyla başlıyor…

Kitabın üçüncü bülümünde, motivasyon ve hünerin genel sorunlarından söz ediliyor. Buradaki iddia şöyledir; Motivasyon hünerden daha önemlidir ve bunun da belirli bir nedeni vardır…

Kitabın sonuç bölümünde zanaatkarın çalışma tarzının maddi gerçeklikte insanlara ne tür güvenlik sağlayabildiği değerlendiriliyor.''

Sennett, yine özsözde;

“Maddi kültür toplam olarakinsanların neyi yapabilme becerine sahip olduğunun bir resmini sunar. Görünüşte sınırsız olan bu manzara, ister masumca meydana gelmiş olsun ister bilerek ister tesadüfen, insanın kendisine verdiği zararla sınırlıdır. Manevi değerlere doğru uzaklaşmak ise Pandora ile başa çıkma konusuna yardımcı olmaya pek uygun değildir. Şayet kendi emeklerimizi doğanın bir parçası olarak görebilirsek, doğa daha iyi bir kılavuz olabilir'' diyerek sözlerini tamamlıyor.

400 s. İstanbul 2013

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ABC Kitap Haberleri

Her insan öldürür sevdiğini!
Polisiye edebiyat mercek altında
Bülent Arınç’ın yeni kitabı
Nadir Kitap ve kitantik’e erişim engeli
Demirtaş'ın Leylan'ı şimdi D&R raflarında