HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada, 2025 yılı için net 22 bin 104 lira olarak belirlenen asgari ücretin yetersiz olduğunu vurguladı. Açıklamada, bu rakamın ülkenin gerçeklerini yansıtmadığı ve çalışanların beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu ifade edildi.
Ayrıca, işçilerin tamamının temsil edilmediği antidemokratik bir komisyon yapısıyla adil ve gerçekçi bir tespit yapılamadığı öne sürüldü. Asgari ücretin, ücretlerin minimum seviyesini belirleyen bir araç olarak değerlendirildiğinde belirlenen miktarların normal görünebileceği ancak bu yaklaşımın yeterli olmadığı belirtildi.
"Ülkemizde çalışanların yarısı asgari ücret ile çalışmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde asgari ücret geçim ücretidir." denilen açıklamada, 2025 yılı için açıklanan rakamın gerçekleşen enflasyonun altında kalmasının, çalışanları ekonomik olarak derinden etkileyeceği değerlendirmesinde bulunuldu.
Enflasyon altında belirlenen bu rakamların toplu sözleşme düzenini de olumsuz etkileyecek bir durum meydana getireceği öne sürülen açıklamada, "Ülkemizde ücretli kesimin milli gelirden aldığı pay her yıl erimeye devam ederken ve gelir dağılımı adaletsizliği artarken, çalışanları enflasyonun sebebi olarak görmek, ekonomik verilerin çalışanlar üzerinden düzeleceğini beklemek kabul edilebilir bir yaklaşım değildir," ifadeleri kullanıldı.
Asgari ücretin belirlenmesinde sosyal diyalog esaslı bir yaklaşımın önemine dikkat çekilen açıklamada, masada kalarak müzakere sürecinin devam ettirilmesinin gerekliliği vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun çoğulcu, katılımcı ve kapsayıcı olmaktan çok uzak, çağın gerisinde kalmış yapısının değiştirilmesi, tüm kesimlerin temsil edildiği katılımcı bir anlayışla ivedilikle yeniden belirlenmesi talebimizi yineliyoruz. HAK-İŞ olarak belirlenen asgari ücretin günün ekonomik ve sosyal koşullarıyla uyumlu olmadığını belirtiyor, asgari ücrete ilişkin köklü bir değişiklik yapılarak, bütün çalışanları hayat pahalılığına karşı koruyacak ve toplu sözleşme düzenini bozmayacak, çalışanların aileleri ile beraber insanca yaşayabilmesine imkan tanıyacak bir düzenlemenin gerekliliğine inanıyoruz."